Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Benim kara kaşlı kara gözlü kara suratlı TATLI KÜÇÜĞÜM , Osmanlılar karılarını cariye yapmamışlar fakat cariyelerden bazılarını karı (zevce) yapmışlardır...Bu da kadınların lehinedir...Her şeyi tersinden anlayıp niye tersinden yumurtluyorsun...? Hiç kimse kimsenin kocasını sebepsiz öldürmemiştir...Daha fazla izaha lüzum da yok...
Müslümanlar hiçbir zaman ALLAH BABA demez...O senin gibilerin ve müslüman olmayanların söylencesidir...ALLAH herşeyden münezzehtir; vardır , birdir ...Hiçbir zaman çocuğu ,akrabası olmamıştır ki öyle seslenilsin...
Müslümanlık inancı böyle...Hıristiyanlar ise senin gibi düşünüyor ve öyle hitap ediyorlar...A KÖFTEHOR...
Kadınların başına ne takıp sökeceği ne demek...? Kadınların TESETTÜR EMRİ buna girer...Allah şunu giyin , bunu giyin ; şu şekilde kumaş seçin dememiş ZİYNETLERİNİZİ ÖRTÜN demiştir...Kadında ziynet yeri (kıymetli yerleri ) nerelerdir bu güzel ve görkemli yerleri örtmenin ne kadar faydalı olduğunu bilmezmisin...?Sen bu ziynet yerine başın girdiğini kabul etmeyebilirsin,ama bunda da bir hikmet vardır...Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok...Kadında ZİYNET YERLERİNİN ne olduğunu kadınlar da bilir ve hakikaten buralar bizim için çok kıymetli diye kabul ederler...Seleyi suya vermişler içinse herşey mübahtır tabii...
Arman Bey, din de güzel,mensupları da.Kötü olan sa dinsizim diyenin dinsizlikten haberdar olmaması;dindarım diyeninse gerçek İslamı bilmemesi.Geleneklerini İslam diye yaşıyanları örnek alarak geneli yargılamanız doğru değil.
:)))
Tüm anaların anneler günü kutlu olsun.
sahi..hiç düşündünüz mü Ulvi amca..
biz neden Allah baba deriz de,Allah anne demeyiz?
antoloji annelerinin anneler günü kutlu olsun
namık cem
sahi..osmanlılar kadınları yakmamıştır ulvi ziya amca..kocalarını öldürmemişlerdir hatta..sonra karılarını cariye bile yapmamışlardır..tuhaf bir yüzleşme..
kadınların düştüğü durum biraz opsait olmuştur tarihte..kadınların başına ne takıp sökeceğine bile irkekler karar verürler..miş..mış..
herkeslerin anneler günüsünü kutluyorum..
Ruhun şad olsun şair, evrensel boyutta paha biçilmez değerlerimiz, iyiki vardınız.Saygı ile.
Gel de sus...
Dün kara bir çocuk bazı yaveler yumurtlamış...
Bir bayan bu kara çocuğa sormuş: Efendim 16oo yılında yaşasak statümüz ne olurmuş diye ,biz sinyali arap cihat ziya...
Kara çocuk cevap veriyor:O yıllarda kadınları çıtır çıtır yakma modası vardı ...Bu isimlerden hangisi önce davranırdı bilinmez...
CEVABIM : A çokbilmiş kara çocuk ,bir kere takviminde hata var...Şeyh Galip'in yaşadığı yıllar 1600 lü yıllarda değil 1757/1799 yani aşağı yukarı bir asır sonrasıdır...
Senin dediğin tarih ve aşağısı /sonrasıyla HİÇBİR TARİHTE OSMANLI ÜLKESİNDE kadın yakma modası,adeti , YOKTUR...
Sen bu kadın yakma modasında MÜSLÜMAN bir ülkeyle GAVUR ülkelerini karıştırmaktasın...Buna BİLGİSİZLİK denir...
Edebiyatta ANAKRONİZM var; tarihleri şaşırmak ,değiştirmek olabiliyor ama ÜLKELERİ değiştirmek olmaz...Buna en hafifinden İFTİRA denir...Bilgisizlik göstergesidir...
Statümüzün ne olacağı ise ALLAH'a kalmıştır...Belki kimimiz yine dinine bağlı ,imanlı ; kimimiz de senin gibi ŞARAPÇI olurdu...Cellatların çoğu da içkicilerden seçiliyor ki ne yaptığını bilmesinler...
Kara çocuk , atıyorsan destekli at...Yoksa seni boğar attığın cerahat...
Meneviş Hanım dikkatli ve haklı
Ahmet Muhip Dranas'ın biyografisi
1908'de İstanbul’da doğdu (Bazı kaynaklara göre 1904 Sinop). 21 Haziran 1980'de Ankara’da yaşamını yitirdi, Sinop’ta gömüldü. İlkokulu Sinop'ta okudu. Ankara'ya gelerek, öğretmenleri arasında Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın da bulunduğu Ankara Erkek Lisesi’nden 1930'da mezun oldu. 1930-1935 arasında Ankara'da Hakimiyet-i Milliye gazetesinde çalıştı. Ankara Hukuk Fakültesi'ne girdi ama 2 yıl sonra eğitimi bıraktı. İstanbul'a gitti. Güzel Sanatlar Akademisi'nde kitaplık müdürü oldu. Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne devam etti. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. 1938'de Ankara'ya döndü. 1942'ye kadar Halkevleri Kültür ve Sanat Yayınları'nın yönetmenliğini üstlendi. 1946'da Çocuk Esirgeme Kurumu yayın müdürü oldu. 1957'de aynı yerde Yayın Müdürlüğü'ne atandı. 1949'dan başlayarak Zafer gazetesinde köşe yazıları yazdı. Politikaya girme denemeleri başarılı olmadı. 1966 ve 1972 arasında Anadolu Ajansı, Türkiye İş Bankası yönetim kurulu üyeliği, Devlet Tiyatrosu Edebi Kurul Başkanlığı gibi üst düzey bürokratik görevler yaptı. İlk şiiri 'Bir Kadına' 1926'da 'Muhip Atalay' imzasıyla Milli Mecmua'da yayınlandı. Servet-i Fünun, Varlık, Çığır, Ataç, Yücel, Oluş, Ülkü, Şadırvan, Yeni Lisan, Hisar dergilerinde yayınlanan şiirleriyle Cumhuriyet döneminin etkin şairleri arasına girdi. Hecenin Beş Şairi ile Garip Akımı arasında yer alır. İlk şiirlerindeki Baudelaire etkisinden sıyrılarak dil ve üsluba ağırlık verdi. Şiiri plastik bir söz bütünü haline getirene kadar yoğuran bir şair oldu. 'Olvido', 'Kar', 'Fahriye Abla' bu oluşumun önemli ve yıllardır unutulmayan örnekleri. Dıranas, Orhan Veli ve arkadaşlarının çıkışından sonra unutulmaya başlanan hece şairleri arasında geçerliliğini yitirmeyen, bir süre sonra da yeniden yüceltilen tek şairdir. Çevirileri, düzyazıları ve oyunları da büyük ilgi gördü.
Selamlar
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? kar içindesin!
Şiirin ahengi akıcılığı terziliği güzel.Tamamda anlamı üzerinde kafa yoran okumuşlarımız yok mu?Üstad sesin nerde kaldı?derken kime hitab ediyor?
Göğe uzanır - tek, tenha - bir kamış ...derken kimi neyi kasdediyor.Onur Bilge den başka şöyle satır satır kelime kelime yorum yapacak,şiirin ruhu na (varsa ki var sanıyorum)girecek
yok mu? :(
Bu şiir ile ilgili 76 tane yorum bulunmakta