Kar Makale Şiiri - Songül Uçar

Songül Uçar
96

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Kar Makale

Karın lapa lapa yağışını izlerken içime tarifi imkânsız muazzam bir coşku, harikulade bir huzur ve mutluluk doluyor. Birde, yağmur yağarken hissederim aynı şeyleri… Sanki bir kargaşa gizlidir bu sessiz düşüşlerin ardında, bir coşku, telaş, kararsızlık… Bir boyun eğiş belki ama vakur bir mutluluk… ve büyük bir tutku, özlem mutlaka... Tüm evreni içine sığdıran, tüm duyguları kapsayan bir kavrayış hissederim tenime değen her bir kar tanesinde yahut yağmur damlasında… ve kanıma işleyen bir sıcaklık; eriyip yanaklarımdan kayan her bir zerrede… - yüzyıllar öncesinden miras kalan bir içgüdü ile belki de kim bilir- uçsuz bucaksız vadide yağmurdan kaçıp bir kaya kovuğuna sığınarak çalı çırpı ateşinde ısınmak isterim. Ciğerlerime derin derin toprağın ve yağmurun kokusunu çekmek ve sadece karnımı doyuracak kadar yiyeceğin tasasında, yalnız geceyi geçirecek kadar gelecek kaygısında olmak… Tenimle birlikte kalbimi de yakan bir tutkuyla, belki de hiç gelmeyecek 10 yılları ya da hiç olmayacak çocukları düşünmeden yanıp kavrulmak yüreğimin tüm coşku ve arzusuyla…

Karın sessiz sessiz yağışını izlerken temel taşlarından biri olduğum doğaya ne kadar yabancılaştığımı fark ediyorum birden… ve ne kadar özlediğimi onun parçası olduğumun farkında olmayı, buna ne kadar ihtiyacım olduğunu… Rüzgârın önünde savrulan sarı yapraklarda -belki biraz hüzün dolu ama- büyük bir coşku hissediyorum, heyecan dolu bir yolculuk… huzur dolu sıcak bir sığınak var sanki takılıp kaldığı kuytu köşede… Sandığımız gibi bir terk ediş bir bitiş ya da… ya da ne bileyim bir kahrediş olmadığı, tersine olgun bir kabulleniş ve olağanüstü bir bütünlük var gibi gelir sonbaharda da…

Karın yavaş yavaş tükenişini izlerken içimde gerçek bir hüzün ve büyük bir özlem beliriyor. Ne garip… işte bu dakikalar bana bir ayrılık ya da terk edişi, apansız bir gidiş belki de ölümü hatırlatıyor ve acıyor içim… Sanki sessiz bir ağıtla ağlıyor her bir hücrem. Uçsuz bucaksız topraklar, ağaçlar, hayvanlar, binalar, dağlar… Hepsinin, hepsinin bir yanı kanıyor aynı ağıtla sanki… Gözlerimi kapayıp toprak ana oluyorum… Kuşların dalımda öttüğünü, hayvanların kuytularımda koşup, yavruladığını, otların, tarlaların tenimde yeşerip yetiştiğini hayal ediyorum… ve kocaman insanların; surlar, kaleler ya da duvarlar ardına saklanıp yalnızlaşan küçücük insancıkların tersine; göğsüme uzanıp sere serpe huzur içinde uyuduklarını, koşup oynadıklarını, yiyip içtiklerini… Biraz buruk vedalaşırken kar taneleri ya da yağmur damlalarıyla, tenime bıraktığı damlacıklar için şükranlarımı sunuyorum, kokusu ve ondan kalanlarla avunmaya çalışarak…

Sessizce yanağıma düşen kar taneleri ya da yağmur damlaları bana hep bu masalı anlatır yıllardır… ve ben saygı dolu bir sükûnetle dinlerim hiç bıkmadan usanmadan hem büyük bir özlemle…

Songül Uçar
Kayıt Tarihi : 29.3.2011 12:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Songül Uçar