Kar Beyazlar Ne Yapsın?

Sevilay Yücedağ
112

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Kar Beyazlar Ne Yapsın?

Yaşamak zorunda mıyız yaşadıklarımızı,
ve belki kısa bir süre sonra yaşayacaklarımızı?
Bazen sevinç doldursa da tüm benliğimizi,
bazen kabına sığmaz kılsa da,
bazen acılara,
göz bebeklerinden sel gibi boşalan gözyaşlarına,
isyana dönüşse de
birbiri ardına sıralanan acılar..
Kimi zaman tarifinde zorlandığımız,
kimi zaman ise anlatmaktan utandığımız!

Belki bir boş vermişlik havasında
umursamadan,
daha kötüsü farkına dahi varmadan
anlamamamız,
anlatılamaz oluşundan mı
yoksa bir yerlere gizlenmiş
yoksunluklardan mı?

Kar beyaz örtüler
ve içinde ufalmış bedenler,
eski değil
eskiden farklı
çok farklı şeyler bunlar..
Cılız mı cılız
beti benzi solmuş,
gözbebeklerinde anlamsızlık hakim,
ne yaşanılmış olanlar,
ne de yaşanılacaklar teselli edebiliyor..

Çünkü yaşanılan o an sönük,
dışarıda ağaçlar yemyeşilmiş,
kuşlar cıvıl cıvıl ötermiş..
Parıldayan güneşin yakıcılığına mest,
hayat tüm canlılığıyla akarmış..
Irmaklar gürül gürül süzülürmüş,
kuzular yüksek yaylalarda meleşirmiş,
çobanın kavalının ulaştığı
melodilerle eşlik içinde..
Geceleri gökyüzünde dizilirmiş yıldızlar
inci parıltısıyla,
Yaşam ölüme inat direnirmiş..

İçerde
şu taş duvarların ötesinde,
yılgın gözlere yabancı,
kar beyaz örtüler içindeki ne?
Yaşam mı yaşar,
yoksa ölüm mü?
Belki de sentezi her ikisinin,
belki de aynı anda yaşar onlar kardeşçe
hissettirmeden..

Zihinler bulanık
hatırlar mı sanırsın şekerin tatlılığını,
insanın cana yakınını,
Sevenin sevdasını,
kaybedenin acısını..
Hatırlar mı sanırsın yaşama susamışlığını,
o ilkbahar tadını dudaklarda..

Yürek bir et parçası,
yoksa demir bir kafes mi belledin?
Oysa demir bile paslanır,
zulme maruz kalırsa uzun uzun,
ve korunmaktan uzaksa..
Yürek bu,
göğsün sol yanında göze bakar,
gözün gördüğünü görür,
kulağın duyduğu,
tenin hissettiği ile yaşar..
Yürek bu,
anlamaz mı zor olanı,
sızlamaz mı?

Güneş her gün ve yeniden doğarmış doğudan,
ve her gün yeniden batarmış batıdan..
Güneyle kuzey öksüz kalmış sanma,
onlar,
yaşam ile ölümün sancısından
uzak değiller..

Kar beyaz örtüler de kirlenir,
kimi zaman kanlarla kızıllaşır,
kimi zaman tutulamayan artıklarla sararır..
Bir parçasının ihanetine de yanar,
acı içinde bir yerlerdeki bir parçasının..
Düşman işgali altında bunalmış,
ve teslimiyeti seçmiş bir parçanın..

Direnebilseydi,
bir direnebilseydi,
kar beyaz örtüler uzak olacaktı,
yaşanmayacaktı zulüm yazan ölümler!

Kabullenmeseydin keşke teslimiyeti,
girmeseydi ölüm koynuna..
Ah ölüm yıkmasaydın,
fethetmeseydin kaleyi içten!
İçerde,duvarların ardında
Kar beyazlar olmayacaktı..

Güneş ne kadar da uzak,
gökyüzü ha keza..
Çaresizlik,
yok mu şu çaresizlik,
bürünmüş bembeyaz örtülere,
ne irade tanır
ne de inanç..

Oysa bilirsin ve tanırsın onu
içindedir..
Bir ağrı olur bazen,
kıvrandıran acımasızca,
veya bir zulüm korkulara salan..
Ve hissettirir kendini,
hatta bağırır tüm gücüyle kimi zaman;
Ben buradayım,sendeyim
ama sana karşı diye..

Tıkamak istersin kulaklarını
ama nafile,
duymaman zor;
'ben buradayım ve seni ele geçireceğim'.
Korkunç bir kahkaha eşlik eder,
ve kabuslara döner geceler..

Boğazına doğru yürür bir çığlık
zaptedemezsin,
kar beyazların ülkesindesin!
Sağında solunda,
ötede beride beyaz örtüler,
ve içlerinde,
Yaşam ile öLüM..

Kimi her ikisini bir arada yaşar,
ümit edersin yaşamın galip gelmesini..
Kimi yaşamın kazanç hanesine girmiştir,
sevinirsin..
Ama takılınca gözün ölüme yakın duranlara,
ve hele farkında olmadan,
yaşamın galip geldiğini düşünerek yatanlara!

Ah görmeseydin o zalimin,
nasıl da içten içe kemirdiğini,
parçaların birer birer teslimiyete yöneldiğini..
Cılız bedenleri sonbahar yaprağı gibi solgun,
ve kıpırtısız..
Yanı başında bekleyen ölüm meleğini,
görmeseydin ah tanımasaydın!

Bu kadar mı ucuz?
Bu kadar mı değersiz bu canlar?
Elimiz kolumuz bağlı mı duracağız?
Bir şey yapamayacak mıyız?
Öylesine seyredecek miyiz?
O günden güne erirken,
yokluğa adım adım yaklaşırken,
ağrılar saplanmayacak mı bedenimize?
Yüreğimiz dağlanmayacak mı?
Gözlerimiz ağlamaklı,
yumruklarımız sıkılı,
lanetler okumayacak mıyız ölüme?
Onu sana kaptırmayacağız,
olmaz demeyecek miyiz?
Onunda yaşama hakkı var diye haykırmayacak mıyız?
İsyan etmeyecek miyiz?

O bir insan,
henüz yaşamının şafağında,
yarınlara dair beklentilerle,
ümitlerle dopdolu..
O bir evlat,
anasının yüreğinde yaşayan..
O bir ana,
O bir baba,
minicik gözlerin hasretle beklediği..
O bizden biri,
O içimizden biri,
ama yarın olmayacak öyle mi?

Kar beyazlar ne yapsın?

Olmamalı,
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı,
Yaşam daha yaşanılır kılınmalı..

Ümit Eriyor,
çünkü insanlar eriyor!

Sevilay Yücedağ
Kayıt Tarihi : 9.9.2009 23:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Güler Zere ve Tüm Hasta Ölüme Terkedilmiş Tutsaklar İçin..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sevilay Yücedağ