Kar ağlayan gelin -ocak 2006-

Fatih Hepgüler
148

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kar ağlayan gelin -ocak 2006-

Beyaz kefenli gelin, kar ağlarsın İstanbul
Neden soğudu elin,dökülüyorsun pul pul..
Üşümüşsün, donmuşsun, zemheride mi kaldın
Yad ellere konmuşsun, sen geride mi kaldın
Soğuk bir yel esmekte, bir ben mi üşüyorum?
Ateş söndü yürekte, bir ben mi yaşıyorum?
Sen ölüyorsun kışla, ölümün bana ayıp
Nerede ulu kışla sesi sedası kayıp?
Kapına otağ kuran, o şanlı asker kimdi?
Çağ kapatıp çağ kuran, söyle nerede şimdi?
İstanbul bu kadar kar, kefen size yeter mi?
Yiğitlerimi sen sar, Şehit kefen ister mi?
Söyle İstanbul söyle; bu kefen gelinlik mi?
Neden ağardın böyle matem mi bu şenlik mi?

Yoksa..başka Fatihi, alır mısın koynuna?
Omuzladın tarihi, vebal gibi boynuna.
Yirmisinde bir gence ‘’Helal ‘’diye verildin
Fatih aşka erince,İstanbul sen dirildin..
Kapısında Bayramın,kerttiler ikinizi
Sırtında ak ihramın, Ulu Kösenin izi..
Gül rengi kınalarla, kınalandı ellerin.
Açıldı dualarla,duvağında güllerin
Beyaz sancakla seni,kavliyle istediler
Alıp, duvakla seni, namusumuz dediler
Beyaz libas içinde bir şey söylemekteydin
Yüreğin yas içinde Fatih beklemekteydin..
Sana yüz görümlüğü,koç yiğitler vermişiz
Yere indirip göğü,üstüne ay sermişiz..

Gül çehrene gök indi,Ümmete hilal oldun.
Bin yıllık hasret dindi,Fatihe helal oldun..

Muhammed’in(s.a.v) sözünde,kutlandın, onurlandın
Nur Mehmed’in yüzünde,gözünde sen nurlandın..
Seni her kez severde, bir Fatih’e yar olursun.
Kalkar üstünden perde,gülden diyar olursun.
Gönül köşkün yeniden aşkla imar olacak..
Bir ruh bir can bir beden, Fatih mimar olacak..
Gönüllerde suzansın,sinende Rum ateşi
Narı söndü Bizansın,doğdu İslam güneşi..
Kulağında çınlayan, aslanların gür sesi..
Güneş gibi parlayan, Şehitlerin gölgesi..
Öz dedemin mirası burcundaki al sancak
Yürekte ok yarası, senin örtün olacak..
Biz o gün surlarına,Ululardan baht verdik
Ellerine al kına, yüreğine taht verdik.

Yaşayasın diye hür! Surları yıkmadık mı?
Muhammet(s.av) diye mühür! Söyle biz çakmadık mı?
Hani surların vardı, bir balyozda toz ettik..
Ferhat dağları yardı,dağı derya biz ettik.
Ulubatlının al kanı, başına türban olsun
İsmaillerin canı,yoluna kurban olsun..
Onlar; kara toprağa,can ve beden serdiler
Dizgin vurup Burağa, arşı alaya erdiler
Arştan inen nur sildi sevinç göz yaşınızı
Şanlı mehterhan çaldı evlilik marşınızı
Kutlu yiğitler ki çatal yürekli devdi
Benim yüreğim ne ki, Seni Resulüm sevdi
Sevgiliye hediye, derdiyle dertlendiler
Kutlu şehirsin diye, Üstünde yurtlandılar

Kanla senin mihrini,ödeyip te aldılar..
İçip aşkın zehrini, ölmeyip te aldılar..

Abı hayat içtiler,Resulün avucundan,
Uçmaklara uçtular..İstanbulun burcundan..
Izdırabın doğurgan Fatih doğurun analar..! !
Senin boynunda urgan ayağında prangalar..
Kimdir o el uzatan, Al Mukaddes örtüne? !
Söyle kim çirkef atan,toprağının üstüne..! !
Yeniden haykırsana, duyduğun o Tekbiri
Ey İstanbul kırsana, boynundaki zinciri..! !
Kopar zincirlerini, çağlara şahlan artık
Duysun Tekbirlerini,cemi cümle yaratık..
Çağa yenik insanlık,çağlar açılmaz oldu
Bizi boğdu karanlık,gece geçilmez oldu..
Karanlığın içinde, İslam nerde ara bul
Köhne çağın içinde,gizlendin İslambul..

Ayasofyan sustuysa, İstanbul sen kıyam et
İman esir olduysa, varsın kopsun kıyamet.
Dün seni zincirleyen, boynuma zincir takar
‘’Dine inandım’’ diyen,kilisede mum yakar..
Göğe kaldır başını,gökten Rahmet gelecek
Sil artık gözyaşını,beklenen elbet gelecek..
İstanbul Sus ağlama, Fatih duyar üzülür.
Sen sus ağlasın sema,kar Rahmetle çözülür.
Bilirim çok ağladın Fatihinin ardından
Nereye gitti adın Sürüldün öz yurdundan
Uzat nurlu elini,nur toprağın öpülsün.
Yitirdin sevgilini,gül yüzün nasıl gülsün?
Gül İstanbul gülümse, elbet doğacak güneş
Yanmasın başka kimse, gönlümde yansın ateş

Benim sevgim ısıtsın, kurdu, kuşu, böceği
Geçmiş seninle yatsın, ver bana geleceği..

Yüzündeki manayı, görenlerin nerede?
Eline kan kınayı, sürenlerin nerede?
Şimdi kimler kapatır, köhneyen şu çağları?
Sana kim sorar hatır,kim dizginler dağları?
Ordundan geriye hasret ve hüzün kaldı.
Fatihim gitti diye, ağlayan yüzün kaldı..
Kefensizin kefeni, saçına yağan karın..
Kime bıraktı seni,nerde kutlu hünkarın?
Bırakıp öksüz destan,Rabbime doğru aktın,
Ey gidi koca Sultan..! ! Bizi kime bıraktın..! ! !
Bir tarih kaldı sizden,birde yetim al bayrak
Ardınızdaki izden,yürürüm utanarak
Çağ karanlığa sürgün,bitmedi bitmez, fetret
İstanbul solar her gün, neredesin Ey Mehmet..!

Nerde omuz omuza, o evladı Fatihán?
* * * Ruhumuza, bir Fatiha.. Fatih Han.!

Bu şiir; hece vezni ile 7 +7 =14 ve 53 mısradan ve Toplam 1481 heceden müteşekkildir. 53 mısra 1453 e ve 553üncü Fetih yılı münasebetiyle ve
Son satır tarih düşürmek amacıyla bilinçli olarak üç hece susturulmuş ve böyece 1481 (Fatih Sultan Mehmet Hanın Cenneti Alaya ulaşması)

Fatih Hepgüler
Kayıt Tarihi : 18.4.2006 13:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fatih Hepgüler