Bazen doğa da tıpkı insanlar gibi
Bizlere sürprizler yapabiliyor.
Ne güzel lapa lapa
Yalın bir hüzünle kar yağıyor.
Bu mevsimin ilk kar yağışı,
Doğanın beyazlarla dansı,
Ve kışı, ve bir gelin gibi
Tüm bir saflıkta süslenışı. Kime ki, kime ne?
Camın buğusunda saklanıyor dünya
Ve zaman sanki dört bir yandan daralıyor
Işıktan yoksun bir güne
Ne çok şey yakışıyor aslında
Anımsandıkça insanın içini acıtan bir kaç anı
Ya da kanaya kanaya bir kaç damla göz yaşı.
Bir yürek çarpıyor gizlice buğulu camda
Ve yağan kara karışıyor
Dur durak bilmeyen koşuşturmalar
Ve çok uzaklardaymış gibi görünen
Doğanın garipliği içinde kaybolup giden insanlar.
İçimde donuyor sanki her şey
Saymıyorum bu kaçıncı sessizlikte kayboluşumun.
Ne garip bir his güneş bizimle hayat arasında
Güçlü bir bağdı sanki buralardan göçmüş
Günlerdir doğmuyor bizim günlerimize
Yoksa o da mı bize küstü güneşin doğmadığı yerlerde
insanın ruhu da kararıyor günün kasvetiyle.
Her gün yeniden var olmayı sürdüren
kadim bir yasadır bu sonsuz alemde.
Boğazımda saplı bir yumru
İçimde unutuşa bırakılmış bir aşıkın yüreği var.
Kaf dağının ardında bırakılmış gülümsemelerim
içimde üşümeleri henüz başlamiş soğuklara uyanan bir çocuk.
Bugün gerçek yokluğunu bir sis bulutunda
Ve artık yağdıkça erimeyen
Kar tanelerinin soğukluğunda hissediyorum.
Bu kar bende hiç bir ayak iziyle öykünemez
Çünkü bir gidişe ve bir yitirilişe yağıyor
İçimde ki cana yüreğimde ki aynama yağıyor
Ve ben Üşüyorum, ruhum üşüyor.
Kulağımda sesin; Hayatın soru ve cevaplarını
Birlikte verir gibi "bana kızma" diyorsun.
Uzunca bir zamandır hazırlığını yaptığın
Bir yolculuğa çıkar gibisin.
Geç kalmışcasına Bir telaş bir acelen var
Susmanın ötesinde bir şey; bütün söyleyeceklerimi
Yüreğimin sessizliğine gömüyorum sen geç kalma diye.
Çünkü biliyorum bir gün herkes gidecek.
Ama sesini duymak istemediğim bir an
Gülüşünü özlemediğim bir gün
Ömrümden hiç geçmeyecek.
Ne kadar çok isterdim yokluğun elinden kurtarmayı
Duyuyor musun yüreğimden yankılanan sesi
Ve durmaksızın ruhumdaki besteyle çalınan ezgi
Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni...
Biliyor musun, ne sustuklarımızı söyleyebildik
Ne de sustuklarımız kadar zamanı yakalayıp
Konuşmayı başarabildik.
Galiba Hayat bize sadece uzakları sevebilme şansı verdi
Çünkü yeryüzü biz bize geldikçe hep daraldı
Bunca uzaklık bunca mesafeler nedense az geldi
Şimdi üstüne üstlük sessizliği
Ve bir o kadar da ağır suskunluğu ekliyoruz.
Varlığın anlamını yitirdiği yerde
Bir umut ışığı da kalmadı
Öylesine uzun ve uzadıya severek özleyeceğim seni.
İçimdeki bu sonsuz ateş sönmeden
Ve dinmeden ruhumda ki bu ebedi rüzgar
Dünya gözüm sonsuza dek sana köreldi sevgili.
Ve sen ey aşk söz veriyorum yaralarıma hiç kimseyi sürmem.
Bir kelebek ki uçtu yüreğimden bir kez daha öykünmem.
Ne zaman istersen gel ve yak;
Bütün ışıklarını söndürdüm yüreğimin
Sessiz koyu bir karanlığı ver bana SEN hiç direnmem...
Eré dilé mın berf dibare
Lé rojek we tav lıxe bıhele
De béje ka cemed dıgıre
Nav û dilé mın we ça bıhele?
Bir gün güneş doğar üzerine ve erir gider yağan karlar
Söyler misin yar nasıl eriyecek yüreğimde tutan buzlar?
Kayıt Tarihi : 21.1.2015 16:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
05.01.2015
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!