Kapımı değil Kalbimi Çalan Buyursun

Uğur Musab Şahin
2978

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Kapımı değil Kalbimi Çalan Buyursun

"Çok yoruldum bari oturayım” derken.
Son durağa gelmişim, bak vakt-i erken.
Kulakları yırtar kondüktör “son istasyon”.
Son limana demirledi sal, açıldı kanyon.
Ömrüm çalışmakla geldi geçti, ne diyeyim?
“Sevdiğim yok mu, ben kimin sevdiğiyim"?
2010

Yanlış yöne atılan çığlık gevezeliktir,
Duymak istemeyene, söz sessizliktir.
Zaman ki, gençliğmii öldüren seri katil
Ölüm en uzun teneffüs, ebedi bir tatil
“Gel beni kölelikten kurtar” der dururum.
Ne fark eder, bu kez senin kölen olurum
Düşünmek kolay, ama yapmak çok zor,
İyilik yıkar, şer yakar ruhumda ki dinezor.
2010

Ne zalimin zulmü, ne zulmün acısı beyler
Döner devran, değişir zaman bütün dikeyler.
Olmayan meziyetle övme, bir kusurla yerme,
Zalime merhamet edip, zulmünde sıraya girme.
Hangi kirli kurşunla, temizlenmek ister pak ten.
Hiç yakışmadı, kaput bezinden bu kanlı kefen,
“Keşkeler de” saklı, sende tecrübeyle bilgiler.
Sen "elveda” deme, bırak onlar “veda” etsinler.
Sevdiğimi değil, nelerden vazgeçtiğimi bil
Dille bağlanan dişle çözülmez, çok acıtır dil.
Düzeni şiddette arar, gücünden şüphe duyan.
Kurdun postu değişti bak, düşmanı aynı uyan.
Yorulduğundan fazla, dinlenmektir tembellik
Uyku yorgunu olmak, hem fodulluk hem kellik.
“Yavaştı” suçlamasından, yavaşça da kurtuldu.
“Hayatsız hayat kadınlarıyla” bir hayat kurdu.
Ne yavan yer ne yayan yürürdü, garip biriydi işte.
Şimdi namerde muhtaç, hayır değil bu gidişi de.
2010

Tende yara geçer, bende ki kalıcı.
Cam kırılır can alır, canım yanıcı
Haklıyı Hak korur, sular durulur.
Esen yel, ruhumu savurur durur.
Dalgalar, dalga geçer balıkçılarla
Kılı kırk yarar kıyılar, ayrılıklarla
2010

Silah çeken, taş atan ellere gül uzattık elimizle
Beddualarına, hidayet dualarını yaptık dilimizle
Acısına ağladık, gözyaşımızı döktük yüreklerine
Askerleri şehit edenleri ağırladılar, meclisimizde
Evlada kavuşmadan takas ettik, sıkılan elimizle
On parçaya bölündük mayınla, toy bedenimizde
Hain ihaneti kana bulandık, beyaz kefenlerimizle
Vatanı bölmek için, düşman ettiler gençlerimizle
Dini hakir görüp cemaati öldürdüler camilerimizde
Araçlar gasp edildi, kundaklandı iş yerlerimizde.
2010

Ceviz çürük olsa da, tadı vardır.
Çamura düşse altın, aynı ayardır.
Kiminin malı çoktur, kiminin dölü,
Kimi ölünce baki, kimi yaşarken ölü.
1996

İncir çekirdeğinin, yükünü taşımaktayım..
Öyle ağır bu yük, can taşıyorum sırtımda,
Omça bağı misali, sarılarak yaşamaktayım.
Demir atmış yorgun bir limanın rıhtımdayım.
1982

Laf sokmak, yılandan daha çok acı verir
Dibi görenler değil, dibini görenler gelir.
1989

Körler gönül gözüyle görür, nankörler kördür
Akıllı bildiğini söyler, cahil bilmediğiyle övünür.
İslam’dan başka hiçbir din, bozulmamış değildir.
Hristiyanlar ehl-i kitap da olsa, bir putperestliktir.
2000

Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 30.10.2009 15:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Uğur Musab Şahin