Önce pişiriliyor,
Sonra döndürülüyor…
Biraz şişiriliyor,
Biraz söndürülüyor…
İşte bizim kâinat…
Ol denmiş, oluvermiş,
Öl denmiş, ölüvermiş…
Sonsuzda genişliyor,
Sonsuz zerre oluyor…
İşte bütün kâinat…
Gariban mı gariban,
Zavallı mı zavallı…
Kapımdaki kâinat…
Üstelik hem ölümlü,
Hem de ALLÂH (c. c.) ’a muhtaç!
Sen ben gibi yaratık,
Ha Ali Baba Dağı,
Ha kapımdaki kedi,
Daha ne olacak ki;
Üç kuruşluk kâinat…
ALLÂH (c. c.) bilir her gün aç,
Belki de bugünlük tok.
Zaten ölümsüz değil,
Bir ruhu olmayacak,
Kaderi yazılı kâinat…
Senden ne beklenir ki?
Ahiret ’in yanında…
Maddece büyük derdim,
Ahirette noktasın,
Ruhsuz bir yaratıksın!
Mutlak Rab’bini dinle,
Sonra ona tövbe et.
KUR’AN oku, mümin kal,
Haddini de biraz bil,
Kapımdaki kâinat.
(2001)
Mehmet Tevfik TemiztürkKayıt Tarihi : 11.6.2011 16:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!