Dünya denen dev küre koskoca bir hân gibi.
Onun da çift kapısı, bahâr ve hazân gibi.
Öyle bir muammmâ ki, kimi hôş, kimi heder.
Zaman denen gösterge, alır başını gider.
Kimi girer, kimi çıkar, yaşam ve ölüm kader,
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Dünya ibretlik bir han. İki kapısı var. Bir giriş bir de çıkış. Bir farkı var ki diğer kapılardan. Kimse bu kapıların arkasını merak ettiğinden geçmez diğer tarafa. Ne tarafa nasıl yürürse yürüsün kişi;mecburi varış yeri çıkış kapısıdır.Kutluyorum Değerli Hanımefendi.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta