I
Çocuklar hayal kurabildikleri
Ve 'gerçeklere' sığmadıkları için çocuktur.
Büyükler hayallerini 'gerçeklere' kurban verdiği
Çocukluğunu taşımayı bilmediği için büyüktür
Büyükler, giysilerini ve hayallerini
Kısaltıp daraltarak çocuklara giydirmek isterler
Çocukluk; gerçek ile hayal arasında
Bir kırılganlık çağıdır.
Her çocuğun ilk yarası
Hayalinin kırıldığı yerde başlar
Yara ağır gelebilir
Ve herkes, bir gün yeniden çocukluğunu arayabilir.
Bana 'sömürgecilik nedir' deselerdi
Hiç düşünmeden 'çocukluk yarasıdır' derdim.
Hayalleriyle yaşayanlar, isyancıdırlar
Çocukluklarını kendilerinde taşırlar.
Bu yüzden, sömürgecinin en büyük hayali
Çocukları hayalsiz büyütmektir!
II
Benim doğduğum yerde-bir dağ köyünde
Her çocuğun hayal kırıklığı
Kara bir ÖNLÜK'le başladı
Her öğrenci bir emir eri`ydi
Emirlerle, talimatlarla fişlenirdi.
'Ali topu at-Ayşe topu tut'...
Bakma-mayı, gülme-meyi ve sus-mayı öğrendik
Saatlerce tek ayak üzerinde bekletilirken…
' aynşıtayın“(Einstein) amcayı tanımadan izafiyet`i öğrendik
Avuçlarımız kızarınca tahta cetvelle
Parmak uçlarımız kızarınca demir cetvelle
Santimi ve metreyi böyle öğrendik.
'Örtmen'in dilini bilmediğimiz
Onun dilinde dilimiz dönmediği için
(bizim dilimiz dönek mi ki dönsün)
Sömürgeci tokatlar patladı yüzümüzde
Ve sayı saymayı öğrendik böylece
'Örtmen' kara ÖNLÜK`lü arkadaşlarımızın
Sırtına binerek 'ço çüş' dediğinde
'Arşimet' amcayı okumadan kaldırma kuvvetini öğrendik
Oysa biz daha çok küçüktük
Olsa olsa eşek sıpası sayılırdık
Örtmen eşek kadar büyüktü
Ama eşeklik de bizim payımıza düştü.
Arkadaşlarımız örtmenin ağırlığına dayanamaz düşerdi
Böylece W`si Newroz gibi olan 'Niwton' dedeyi okumadan
Yerçekimi kuvvetinin-kanununu öğrendik
Örtmen; 'cezalı' arkadaşlarımıza
Horoz gibi ötmeyi, köpek gibi havlamayı
Eşek gibi anırmayı emrederdi
Böylece hayvanlaşmayı öğrendik.
Örtmen, iki arkadaşımızı tahtaya çıkartır
'Birbirinize tükürün, birbirinizin sırtına binin
Yüzünüze tokatlar atın, tükürün birbirinize...' derdi
Biz bunları izleyerek
Ağlanacak halimize gülmeyi öğrendik
Örtmen değirmen, biz buğday
Öğütülüp, un ufak edildik
Örtmen kıyma makinesi, biz kuzu…
Kıyım kıyım doğranılmayı öğrendik
Örtmen, tatbikat`a çıkmış komutan gibiydi
Bildiği her şeyi uygulamalı olarak öğretiyordu
Tümüyle kötüde sayılmazdı örtmen efendi
En iyi tarafı: henüz Filistin askısı`nı bilmemesiydi
Zaten örtmenin yaptığı bu hazırlık çalışmasıydı
Filistin askısı ve diğer şeyleri de, zamanı geldiğinde
Siyasi şubede uygulamalı öğrenecektik
Biz dayak yerdik
Örtmen de bizim evlerdeki yağı, balı, yumurtayı!
Biz habire öğütülüp ufaltılırken
Büyüklerimiz 'aferin' vermek için
Bize hep aynı soruyu sorarlardı:
'Söyle bakayım, bir kilo demir mi ağırdır
Yoksa bir kilo pamuk mu? '
Oysa, bir kilo demir mi ağırdır
Bir kilo pamuk mu
Yoksa bir kilo sömürgecilik mi?
Diye hiç sormadılar bize.
Bu ara da biz iyice öğrendik kilo`yu ton`u
Kaldırma kuvvetini, yer çekim yasasını, izafiyet teorisini
Gram gram, santim santim, A`dan Z`ye sömürgeciliği
Bir de sabah kalktığımızda
Islanmış döşeklerin nedenini!
II
Sömürgecilik ilk çocukluk yaramızdı
Bizim çocukluğumuz kara bir ÖNLÜK`le
Bir kapı önünde
Bir kapıkulu tarafından 'hazır ol' da vuruldu
Bu çok ağır bir yaradır
Korkak ya da cesursak
Uyanık ya da uyuşuksak, budur sebebi…
Ezik ya da dik başlıysak, resmiyete uzaksak
Köle ya da asiysek sebebi budur
Büyümek istemiyorsak, asfalt caddeleri sevmiyorsak
Geriye dönüp patikalarda çocukluğumuzu arıyorsak
Bir sebebi vardır elbet.
IV
Okul`dayken 'teneffüs' olduğunda hava alırdık
'Paydos' olur, çocukluğumuza yeniden başlardık
Kara ÖNLUK ile beyaz YAKALIK arasina sğmadik
Dilimizce, diledigimiz kadar örtmen`e söverdik
Oysa okula gitmeden önce
Çoğumuz örtmen olmak isterdik!
Paydos olur çocukluğumuz yeniden başlardı
Çözerdik yakalığı, açardık önlüğün düğmelerini
ªarkılar, sataşmalar,şakalar kendi dilimizce
Irmaktan geçerken birbirimize su atıyoruz
Islanıyoruz kendi dilimizce
Sarı 'saman kağıdı'ndan
Gemiler yüzdürüyoruz kendi hayalimizce
Ev`de kaygana pişirilmistir
Koşarak gidiyoruz, ıslığımız kendi dilimizce...
Kayıt Tarihi : 30.9.2008 21:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!