"Kapı Eşiğindeyim" Benzersiz Hikâyemin
•••
İçimde Ölme Diye Azat Ettim Can Kuşum!
Karar Verip Bir An Da, Saldım Bendeki Sen’i.
***
Hikâyemin özeti:
Bir kuşum vardı adı Filip (Philip)
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Devamını Oku
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Sevgi dolu yüreğinizden,duygusuyla, anlatımıyla çok güzel bir şiir okudum. Yüreğinizi ve güçlü kaleminizi içtenlikle kutlarım. .+.+. Saygı ve sevgi ile kalın.
'İnsan sevmeye görsün
İster kuş isterse taş…
İstanbul değil midir?
Sultanahmet Kabataş,
Özü görmezsen, körsün... ' sevdim şiirini .. senin Flip' i sevdiğin kadar olamaz elbette.. Tebrikler ...selam ile arkadaşım..
ÇOK BAŞARILI BİR ÇALIŞMA OLMUŞ, TEBRİK EDERİM. ANLATIMIYLA, DUYGUSUYLA TEK KELİMEYLE MUHTEŞEM. YÜREĞİNİZİ VE GÜÇLÜ KALEMİNİZİ KUTLARIM. SAYGILAR ...
Sevgili Kardeşim Metanet Yazıcı,
Bir kuşun engin maviliklere hüzünlü kanat vuruşunun mısralara ustalıkla aktarıldığı güzel bir şiirdi.
Tebrik eder başarınızın devamını dilerim.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr.İrfan Yılmaz. BODRUM.
İçimde ölme diye azad ettim can-kuşum
Dizeleriyle başlayarak şiire,bu çok karmaşık bir o kadarda,sonu merakla beklenen filip hikayesinin özetini, aslında tam girişte ,bize sunuvermiş, ama biz bunu farkedemeden,kendimizi birden bire adı filip olan,belkide önceleri hiç bir yeri bize uymayan,ve lakin okumaya devam edincede azar azar kendi dünyamızdan bir bir parçalar bulduğumuz adeta,sonu hüzünle bitiveren bir filim izledik...
Öyle bir filimki her karesinde -filipin rahatı için,her şey ama her şeyin tamıtamına yapıldığı-fakat bedeli çok ağır olsada her iki taraf içinde, onun yinede özgürlüğü seçiği,belkide seçmek zorunda olduğu bir adresi kendisiyle özdeş [filip hikayesi].
Burada şiirdeki filipi ben defalarca kaldırdım,yerine birisini koydum adı ne olursa olsun bir insan koydum,bir kadın belkide bir erkek olabilir diyerek bir insan koydum,ve ne oldu biliyormusunuz,her canlı bu filip tarifine uydu...
Adı cinsiyeti ne olursa olsun,hepimizin içini acıtan ve bizlerin Metanet hanım kadar cesaretli olupta,anlatamadığımız bir filip hikayesi,içimizi yakmıyormu ve hatta içimizi en derin yerlerinden yakmıyormu ?
Şimdi unutalım herşeyi bu şiirde unutalım ve yazmaya hatta kendimize dahi itiraf edemediğimiz bir sırlar dünyamıza inelim,içimizden kaç kişi paylaşabilir,bu sırlarını cesurca,evet ben bunları bunları yaşadım,ve ben bu yaşadıklarımın bana çektirdiklerini sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyorum ve sizleri bir hayat dersi ile başbaşa bırakıyorum,diyebiliyoruz...
Ve bakın hangimiz bir gidenin arkasından şunu diyebiliyoruz herşeye rağmen,evet belki oda sevmişti ama demekki gitmesi gerekiyormuşki gitti,belliki onun gitmek için meşru sebepleri vardırki,o gitmeyi göze almış,diyerek bir sukut haline bürünüp,dilimizden zerrece onun aleyhine söz etmeden,gerçeği kabullenebiliyoruz.
İşte bence asıl mesele burda gizli asıl asalet budur,ve Metanet hanım bunu becerebilmiştir,ne mutlu ona...
Bence hiçbirimiz,bunu göze alamayız,o kahrolası acılar bizim içimizi kemirmeye devam eder ama biz yine susmaya devam deriz.
Kıymetli şairemizin belkide çoğumuzun bir kuş diyerek dudak büktüğümüz bir canlı için çektiği acılara bakın lütfen,günlerce uykusuz pencereler önünde beklediğine bakın,ya sonra gördüğü her kuşu filip diyerek sevdiğine ne demeli,onun geri gelmeyeceğini bile bile onu yeniden azad etme ve hatta onunla adeta helaleşme halini kaç kişi becerenilir,ve hepsinden önemlisi,kaç kişi onun kadar birisini sevebilir...
Evet Metanet hanım ,bu şiirdede bizlere sevmeyi ama sadece sevmeyi,hatta karşılıksız sevmeyi öğretti,ve bizlere ahde vefanın insana has duygular olduğunu özellikle anlatıvermiş
Kalem sizin elinizde adeta can buluyor Metanet hanım,lütfen onu canlandırmaya devam ediniz.
Gönül ırmağını coşturarak o kadar güzel anlatmışsınız ki, Filip , şiirimizin kahramanı olarak çok çok şanslı bir olmuş.Bence gerçek bir öykünün manzumesi olmuş.Çok çok güzel ve anlamlı olarak güzide bir eser olmuş. . Beğeni ile okudum,Şiirin özünde kendimi hissediyorum. Çok hoş anlatılmıştı.Zevkle okudum. tam puan +ant. Kutluyorum. saygılarımla.
YORUMLAR YAPILMIŞ BANA SADECE TEBRİK ALMIŞ... SAAYGILARIMLA EFENDİM.
Şiir bir kuşa değil, sevgiliye yazılmıştı adeta. Bir kaç kez dönüp dönüp okudum. Ne kadar duygu yüklü ve ders alınası...
Sevdiğinizi gönül kafesimizin baş köşesine yerleştiririz. Sevgimizi de esirgemeyiz hani. Ama ya fazla ilgiden sıkılıp özgürlük ister yaz da nedendir bilinmez, çıkıp gitmek ister bir gün. İşte o zaman salıvermek zor olmasa da aslında bırakmak gerek içimizdeki sevgili ölmesin diye. O yürekliliği gösterebilmek bilmem ki kaç babayiğidin harcı?...
Hiç kuşum olmadı.İyi ki olmamış. Ömür boyu içimde kalırdı yarası. Dayanamazdım.... Atımız, köpeğim ve akvaryumun ısıtıcısının bozulma nedeniyle balıklarımız ölünce çektiğim acıyı bir ben bilirim.
İyisi mi; Can Yücelin dediği gibi :
UCUNDAN YAŞAYACAKSIN
Ucundan tutarak
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin O’nu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Bu muhteşem öykü şiirinizi ve sizi kutluyorum içtenlikle Metanet hanım….Sevgimle…
Oldukça uzun bir şiir... Ama okumaya başlayınca 'nasıl bir son acaba' dedirten, en alta vardıktan sonra da 'hadi ya... Kaçırdığım bir şeyler mi var' deyip, en baştan bir daha, bir daha okunan 'mükemmel' bir öykü/şiir...
Kuşun adı sorun sanırım biraz.. 'Philip' yada Filip yerine 'yerli ad' konmaz mıydı diye düşündürüyor...
Belki de şaire 'kuşa duyduğu ile', kuşun ona duyduğu alaka biçiminden dolayı böyle uygun gördü...'Yabancıydık zaten biz' demeye getirdi...
Fakat o yabancı 'düşünce/alaka' biçimine rağmen kuşu sahipleniş, gösterilen ihtimam bambaşka... Filip sanki 'evin paşası' ve neşesi... yediği önünde, yemediği ardında... Üstelik hem ev, hem de şaire alışmışlar, hiç ayrılmayacaklarmış gibi düşkünler Filip'e..
Fakat 'kuş bu...'
Özgürlüğü genlerinde var... Kafesi evi bilse de, o özgürlüğü tetikleyen bir gün mutlaka gelecektir... Gökyüzü, yeşil çekecektir kendine... Başka ötüşler içindeki 'doğallığı uyandıracaktır...'
Ve balkondan bir gün, gerçek dünyasına uçacaktır...
Yıllardır 'benim kuşum' diye sahiplenen şaire, böyle bir eylem karşısında fazlaca direnemeyecek, kabullenme yolunu seçecektir...
Hatta 'galiba yeniden buldum' dediğimde verecektir o kararı...
'Ben içimde öldürmeden, sen özgür kal, seni içimden de uçurdum' diyecektir...
Öykü bu... Ya 'kıssa?'
Kıssa bizleriz... 'Sahiplenmeden sevmeyi' beceremeyen bizler...
Sıkıp, boğarak sevmekten bir türlü vazgeçemeyenler...
Mükemmel şiiri ve değerli şaireyi kutluyorum..
'Anlamazlar' dedikleriniz bile sanırım bu gerçek sevgi hikayesinden etkilenmişlerdir...Sevgi insan için ayrı, doğa için ayrı ya da diğer canlılar için ayrı değildir ki... Hepsi yürekteki var olan sevgiden alırlar paylarını... Filip., ne kadar şanslıymış ki o paydan büyük bir dilim ayrılmış kendisine... Finalini çok güzel bağladığınız bu anlatı/şiiriniz hep bülbül açısından değerlendirilen 'altın kafese koymuşlar da ah vatanım demiş'' özdeyişinin bir de bülbülü (Filip'i) o kafese koyanın gözünden/yüreğinden yansıtılması açısından da önemliydi...
Yüreğinize sağlık sayın Metanet Yazıcı...
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta