Bağdaş kurmuş tarihin nabzı atar taşlarda
Dünün kokusu vardır atlastan kumaşlarda
İstanbul'un boynunda gerdanlık misalisin
Tutuşan gönüllerin aşk dolu visalisin
Baktığım her köşende Fatih'in izi vardır
Kadim medeniyetin, mâzinin gizi vardır
Nuruosmaniye'yle dertleşir durursun sen
Mâziden artakalan özge bir gurursun sen
Muhayyilem yüzerken hatıralar nehrinde
Her dem tazelenirsin Dersaadet şehrinde
Yanık sevda türküsü, bir hüzzam bestesin sen!...
Uykularımı bölen uhrevî sestesin sen!...
Burcu burcu tarihin, kesme taşlara sinmiş
Acılar dünde kalmış, akan gözyaşın dinmiş
Düşler serencamında payıma düşen sensin
Seher vakti dem diye çayıma düşen sensin
Gönül çeşmenden akar hüzün Kapalıçarşı!...
Mehtabı kıskandırır yüzün Kapalıçarşı!...
Lahutî bir nakkaşın fırçasında nakışsın
Bu kesret âleminden sonsuzluğa akışsın
Tarihin musluğundan akar da durulursun
İstikbal sofrasına iştahla kurulursun
Payitaht İstanbul'un ortasına düşersin
Küllenmiş anıları yâd eylersin, eşersin
Aynalardan akseder mavinin derinliği
Ruhu kanatlandırır avlunun serinliği
Tarihî Yarımada ruhunla besleniyor
Sana nazar ettikçe yüreğim hisleniyor
Masaldan firar etmiş bir denizkızısın sen!...
Zifiri gecelerde kutup yıldızısın sen!...
Alın terinin kalbi, emeğin eşiğisin
Kadim medeniyetin altından beşiğidir
Mâziden artakalan yangının külüsün sen
İstanbul adlı kızın eşsiz kâkülüsün sen
Nicedir aynı yerde durur Kapalıçarşı!...
Çağları aşıp gelen gurur Kapalıçarşı!...
Sükunetin rahminde haykırışa gebesin
Doğansın, doğuransın; esrarlı bir ebesin
Kurşunî kubbelerin solur geçmiş zamanı
Dünü görünmez kılar anıların dumanı
Düşlerimi örtersin ipek bir yorgan gibi
Boynuma dolanırsın kanlı bir urgan gibi
Zamanın süzgecinden hatıralar süzülür
Bir gün görmese seni her kim olsa üzülür
Miş’li geçmiş zamandan, sonsuza akarsın sen
İntizarın közüyle yürekler yakarsın sen
Yeditepe üstünde görülesi her hâlin
Dolunayı andırır o gül yüzlü cemalin
Hüseynî makamında içli bir türküsün sen
Kızılelma misali efsunkâr ülküsün sen
Mâzinin limanında demirleyen gemisin
Kahır gecelerinde gözlerimin nemisin
Aşkla bakan gözlerde fersin Kapalıçarşı!...
Çalışanın alnında tersin Kapalıçarşı!...
Nakkaşın fırçasından yansıyan nakışsın sen
Ezelden yola çıkmış, ebede akışsın sen
Aharlanmış yüzlerin düşersin darasını
Yarası olan bilir, yüreğin yarasını
Beyazıt, Çarşıkapı sonsuza akar durur
Uzağına düşeni hasretin yakar durur
Mecnun’un hicranına tercüman olan sensin
Gözlerimden süzülüp yüreğe dolan sensin
Nuruosmaniye'de zaman sanki durmuştur
Köstekli saatini sonsuzluğa kurmuştur
Çuhacıhan iz eyler, tarihin izlerini
Zincirlihan şerefle paylaşır gizlerini
Dört yanında gün boyu yankılanır ezanlar
Seni tarif etmede aciz kalır ozanlar
Ay gıpta eder sana, yıldız kıskanır seni
Cemalini görenler bir peri sanır seni
Karanlık gecelerde ışık Kapalıçarşı!...
Kutlu medeniyete beşik Kapalıçarşı!...
Ey gönlümün mihrabı, sende şerefler, şanlar!
Sana gıptayla bakar, esrarlı kehkeşanlar
Gönül coğrafyasının şimalinden esensin
Eşsiz güzelliğinle nefesleri kesensin
Kadim hikâyemizi anlatan bir çınarsın
Kurumuş dudakların özlediği pınarsın
Kadim çağlardan beri kendinle yüzleşirsin
Çağ açıp çağ kapayan Fatih'le sözleşirsin
Leylâ'sını arayan Mecnûn misalisin sen
Şehrengizler eskiten şehrin emsalisin sen
Büyülü güzelliğin dolunayı andırır
Hasretin kor ateştir, yürekleri yandırır
Üstünde nice kadim devrin izleri vardır
O efsunkâr simanda dünün gizleri vardır
Vahdetin gölgesinde bin'i bir'de buldun sen
İstanbul tespihinin imamesi oldun sen
Minyatürlerden taşan masal Kapalıçarşı!...
Gecede dolunaya misal Kapalıçarşı!...
Kayıt Tarihi : 14.2.2018 20:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nihat Malkoç](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/02/14/kapalicarsi-terennumleri.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!