İğde ağaçlarının kokusuna,asfalt kokularının karıştığı bir Kapadokya gezisi.Tarlardaki başaklar; altın sarısı bir hal almış, insanlar kavurucu sıcağa aldırmadan tarlada çalışmalarına devam ediyorlar.Yavaş yavaş peri bacalarına yaklaştıkça,peri bacaları sanki uzaklaşıyor. Şehrin uzaktan görünüşü insanı mest ediyor. Allahım! Şu muhteşem güzellik,başka bir yerde var mı? Peri bacalarının her birini bir şekle benzetmek mümkün hele bir tanesi var ki insanı şaşırtacak,baktıkça bakılacak görünümde. Ağzı, gözü,kulakları,hörgücüyle bir deveyi andırıyor ve eteklerinde gezen deve ile yarışıyor.İki sevgiliyi andıran insan kafası da oldukça hayret edici. Bir de peri bacalarının dağları andıran yükseltileri sanki minyatür dağ sıraları.Peri bacaları ile Güneş o kadar bütünleşmiş ki gün batımını andıran hafif kızıllığı ile fotoğraflarda gökkuşağını andırıyor,.Bu günler de oldukça tenha olan bu yerlerde pazarlar rengarenk süs eşyaları ile donatılmış,kartpostallar şaşılacak derecede ucuz olup 20 tanesi 2 TL.Bu yıl geçen yıllara göre daha tenha geldi buralar.Her yerde üzüm bağlarını görmek mümkün. Peri bacalarının çukurda kalan kısımları, yukarıdan bakınca adeta yeşillikler arasında bir cenneti andırıyor. Buralarda eskiden insanların kaldıkları düşünülünce, insanlar buralarda nasıl yaşıyor,nasıl inip çıkıyorlar? Düşündürücü. .Peri bacalarının üzerine konulmuş gibi görünen taşların duruşu da hayret verici. Bu taşları, gizli bir elin koyduğu nasıl da aşikar. (03.06.2011)
Sevda ToşurKayıt Tarihi : 31.8.2011 21:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)