zaman
beşik gibi sallanırken
kırmızı bir düşe sargın gece
insanoğlu hayali kadar yaşar
düşleri kadar büyür
desem de
elit bir yalnızlığın mürdimgiriz
koynunda gece gibi karanlık
gündüz gibi yorgun
esrik bir gölge gibi
gezgin
talan edilmiş bahçelerin
yolunup yere saçılmış papatyaları gibi
mutsuz kırgın tırtıklanmış hayallerinin
uç noktasında ağlayan kırlangıçlarla
inleyen kayaların
dilleşmesi gibi
hep bezgin
sonsuzluğun
içinde çoğul yıldızların arasında
bir başına gecenin yalnız neferi gibi dolaşan ayın
gümüşservi yansımalarının parıltılı ışığına
rağmen eş- deş hüzünlere
yalnızlığa gebe
insan
...........
benimse
kuyruğu kopmuş bir uçurtmanın
gövdesinde kalan çocukluğumun dünden kalmış
mutluluklarından elime yüzüme damlayan
küçük küçük yağmur
damlaları
yeter mi
ruhumu havalandırmaya
tadı kaçmış yüzümü güldürmeye - sanmam
öyle
bir çağın ortasındayız ki
savaşların kaosların kol gezdiği karanlığın katmerlendiği
kimsenin kimseye güven tazelemediği haklının haksız
sayıldığı -yaman çelişkiler yumağına
düğüm atmışsa felek
yanmışız zaten ezelinden
kalabalıkların yeryüzünü hortumladığı
nefessiz kalan bir dünyada
uçmak-mış düş kurmak -mış
mış mış mış -da
ne hayal ama
-gülerim
olumsuzluklar cennetinde
enerji vampirlerine yakalanmadıysan ey insanoğlu
otur bir köşeye şükret haline
şükret yaradanına
ve
yeis etme hiç
ölümsüz sanma hiçbir günü
bu günlerde geçer
24042024
15:56
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 2.10.2025 18:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!