Genç liğimin ilk macerasını...
Ekip otosunun sıren seslerinin ürkütücü şidetini kulaklarımda
hisset tiğimde yaşadım...
Son baharın sonlarıydı ben ve hem ev hem okul arkadaşım umut...
Okul çıkışı simit çi nimet amca dan simitlerimizi aldığımız gibi herzaman gittiğimiz deniz keranındaki rıhtıma gidiyorduk....
Oraya her gidişimizde
umutun gözleri ağlamaklı olurdu sonra istemesede iki damla yaş dökerdi....
Nedeni ise okulda çok sevdiği ama bir türlü sevgisini söyleyemediği kız içindi....
Hergün bu gün ona aşkımı anlatacağım derdi...
bir türlü anlatamazdı sebebini sorduğumda?
gözüme bakar konuşmazdı....
Sonra suskunluğu nu bozup ya kırılırsa ya üzülürse diyip kendini yer bitirirdi..
ben se sadece seyirci kalmak la yetiniyordum...
umutun umutsuz sevgisine.
Tam sahile varıyorduk ki?
önümüze bir ekip otosu barikat kurdu umut şaşkınlıkla onlara baktı...
sonra bana döndü kardeş bu ne? dedi.
Bense herzaman en iyi yaptığım şeyi seyretmeyi seçtim sorusunu cevap sız bıraktım.
Suratlarından öfke nefret fışkırıyordu..
umut daha merhabasını dudaklarında hazır olda bekletiyor duki...
Amansız ve insafı olmayan bir jop sırtına indi...
umut yere düserken, daha yeni bir ısırık aldığı simiti bir tarafa bogazındaki simit lokması da yere fırlamıştı...
Düşerken başını
kaldırımın insafsız taşına çarpmış kanlar içinde uzanıyordu...
ona yardım edmek isterken bende o insafsızdan nasibimi aldım...,
Umut hala yerde ve hala dayak yiyiyordu...
Neden diye bağırdım? ama kim se bakmadı bile bana yediğim dayağın etkisinden bende umutun yanına yığıldım.
gözümü bir hastanede değilde bir polis merkezinin bodrum katındaki nezaret hanede açtım.
Umut yok tu yanımda yanlızdım.
Hertarafım ağrıyordu ama umutu düşünmekten
acılarımı unutmuştum...
Saatler sonra saldılar beni... yediğim dayak bana kaldı.
umuttu arıyordum merkezde,polisin birine sordum onu? bana hastane ye kaldırıldı dedi neden diye sorduğumda? olayda polisten kaçar ken yere düşmüş kafasını kaldırıma çarpmış dediler. Çok ta sakin söylediler...çok ta güzel bir kılıf uydur dular ne yaparsın onların yasal gölgeleri vardı sonuçta...
kaldırıldığı hastaneye gittim onu bulmak için ama o çoktan gitmişti... benım gidemeyeceğim kadar uzak bir yere doktorlarını buldum onu sordum bana kurtaramadık dediler...
sanki bir çocuga uyuması için masal anlattılar belki bunlar ruyaydı...
sonra doktor bana bir mendil içinde bir sey verdi açtığımda KANLI BİR SİMİT LOKMASI
onun son lokması olan ve yutamadan cehennemi yaşarken yaşıyan umutun lokmasıydı. Hala saklıyorum o simit lokmasını
ve hergün daha beter nefret ediyorum asık suratların yasal gölgelerinden.
En meşhur sözleri özür dileriz yanlışlık oldu...
İşte bir yanlış lığın çok kolay kesilmiş faturası diyarbakırlı üniversite talebesi türkiye cumhuriyeti vatandaşı umut geride sadece beni değil, ailesini değil,
soylemek isteyıp te sevgisini soyleyemediği sevdiğini değil,
geride Kanlı bir simit lokması bıraktı...işin aslı bu işte. aslını ispat edemesekte...
Fatih YiğitKayıt Tarihi : 13.1.2007 18:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fatih Yiğit](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/01/13/kanli-simit-lokmasi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!