Varoluşu inkar eden cehde
Varoşlardan püsküren
Cinnet mustatiline…
Gök ünledi, yer inledi
Ervah-ı alem kinlendi..
Ben fakir,
Gariplerin libasına bürünmüş
Kimsesiz..
Ah! Sessizliği bozan çığlık
Geceler yürümüş;
Gün üstüne, “Kadısız meydanlara..”
Cellâdı, “yarasalar mı”?
Hayır,
Kendi vatanının yabancısı
İçler acısı!
Ne zakir,
Ne şakird..
Dikenin, gül ile cömertlik etmesi
Nerede, o mertlik
O sabır ve gayret
Sadece kelimede,
“Cüceliğe talim eden,
Sahte kahramanlar…”
Taassup,
Sis perdesindeki put! ..
Ruhu karartan, vicdanı kirleten
Işıksız, külfetsiz,
Rehbersiz yol! ..
Kadısız meydanda cadı kazanı
Şuur kilitlenmiş
Gözleri cezb eden vitrinler
Paralanmış
Gönül yaralanmış, akıl karalanmış
Kavramlar…
Nisbi, izafi, geçici zevk uğruna
Çiğnenmiş, çiğnetilmiş
İstanbul,
Surlara sığınmış..
Öfkesiyle dalgalar kabarmış
Anadolu, dalgalarla köpürmüş
Azmin engeli,
Sabrın taşmasını beklediği gün
(17 Mayıs 1996)
Bedrettin KeleştimurKayıt Tarihi : 19.11.2006 23:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)