Kanlı İstasyon Şiiri - Yorumlar

Osman Öcal
730

ŞİİR


21

TAKİPÇİ

Ölümün rengini bilir misin?
Kum taneciklerinin
Çapraz uçuşunda
Savunmasız kalmışken
Islak gözlerden kayan
Nur damlalarının
Parıltılı ışığında

Tamamını Oku
  • Aşık Alemi
    Aşık Alemi 01.04.2008 - 13:20

    Harika bir siirdi yureginize saglik :) acida olsa
    Kaleminiz daim olsun. SAYGILAR

    Ölümle arkadaş olup
    Ölümle yaşamayı
    Ölümü ölüm gibi sevmeyi
    Biraz da
    Ölümü aldatmayı
    Olur ya
    Düşündün mü hiç?
    O an
    Islak
    Soğumaya yüz tutmuş
    Tenine dokunarak
    Feri tükenmiş
    Bedeninden can katarak
    Ölümle sarıldın mı hiç?
    Ölenle ölüm arasında
    Ölüme çaresiz

    Cevap Yaz
  • Çiğdem Çakır
    Çiğdem Çakır 27.09.2007 - 16:57

    Etkileyici ve akıcı anlamlı sözler.......Kutluyorum sizi.......

    Cevap Yaz
  • Remzi Çakmak
    Remzi Çakmak 21.08.2007 - 22:16

    çok güzel olmuş hocam 10 puan da benden
    + antolojime aldım

    Cevap Yaz
  • Hıdır Altaş
    Hıdır Altaş 05.08.2007 - 11:19

    elinize sağlık değerli dost. destensı bir şiir. benden 10 puan helal size. aşık turhani

    Cevap Yaz
  • Osman Öcal
    Osman Öcal 03.08.2007 - 00:56

    --------------------
    Etrafta yanan petrol yatakları ile, sanki mumlarla süslenmiş, tarih dolu bir
    şehir görürsünüz Kerkük`e ilk girdiğinizde. Hele bir de vakit gece ise;
    kültür ve sevgi dolu bir ortama girdiğinizi hisedersiniz.

    Misafir olarak giderseniz, sizi şu sözlerle karşırarlar:

    'Hoş gelipsen mihmanımız
    Sana kurban canımız
    Uzak yoldan gelipsen
    Hani armağanımız.'

    Bu, 'Mum kimin (gibi) yanan Kerkük!' bir zamanlar sevgi kokan, kültür ve
    edebiyat simgesi olan bir şehir iken artık 'ateş kimin (gibi) yanmaktadır!' ,
    çölden kaçan, dağdan inen herkes 'burası benimdir!' demeye cesaret etmeye
    başladı!

    Cehaletin vermiş olduğu cesarete bak !!!!

    Kerkük şehri dendiğinde, akla üç ana bölge gelir ve yeni biriyle
    tanştıklarında ilk soru: 'Sen haralısan?' (hangi bölgedensin anlamında)
    olur.

    Bu bölgeler: Kale, Karşıyaka, Korya diye bilinir.

    Bu bölgelerdeki mahallelerin sakinleri hep Türkmenler idi. Ne Arap vardı, ne
    de Kürt...

    Karakaç, Bulak, Gavurbağı, Avcılar, Sarıkehya, Beyler gibi mahallelerdi
    işte...

    Kale çok eski bir yerleşim bölgesiydi 'Nabukhaz Nassar' tarafından
    kurulmuştur.

    Saddam yönetimi döneminde oradaki, Selçuklular`a kadar dayanan tarihi
    eserleri bile yıkarak halk göç ettirildi.

    Orada Müslüman ve Hırıstiyan Türkmenler yaşardı. Hırıstiyanlar katolikti.
    İncil'i Türkçe okurlar, kilisede Papazları onlara Türkçe ayın yaptırırdı.

    Kale`de bir kaç ilkokul bulunurdu, bunların en büyüğü Kale İkokulu`ydu,
    orada her sabah öğretmen, Yılmaz Efendi 'hoca' çocuklara Türkmen marşını
    okuturdu:

    'Ant olsun mavi asmanım sene
    Ant olsun şanlı toprağım sene
    Vatanım için men ölürem
    Milletim için çalışıram.'

    Çocuklar gür gür bağırarak topraklarını, şartlar ne olursa olsun
    savunacakları na ant içerlerdi .

    Kale'nin 'yedikızlar' kapısından büyük Pazar`a (çarşı) inilir. Orada
    'Cütkahve' kahvesinde erkekler, sohbet edip, oyun oynarlar.

    Çarşıya doğru gidildiğinde, Abdullah Göge`nin, 'Tamata, Badıncan, bamya...' diye Türkçe
    bağırdığı duyulurdu bir zamanlar. Öbür tarafta ise birinin elinde buçağı
    karpuzunu keserek 'Karpuzum kan ediri, kıp kırmızı...' diye bağrdığı
    görülürdü.

    Avcılar Mahallesi`ne girer girmez, Cuma Kazancı`nın 'takır tukur' çekiç
    sesleri duyulmaya başlardı.

    Bunun tam bitişiğinde ' Kayseri ', Kerkük`ün Kapalı çarşı`sı bulunur.
    Kayseri denilen kapalı çarşı da Osmanlı`dan miras kalan tarihi bir yapıttır.

    Yedi ayrı gözü (bölüm) vardır. Her kolda dükkanlar camsız-çerçevesiz, yığın
    yığın mal dolu...kumaşlar üst üste dizilmiş...

    Sahipleri tatlı dille konuşur, müşteriye buyur eder:

    'Hoş gelipsen, ne emrin var?' diye karşılar.

    Malına verilen fiat işine gelmezse, hem direnir, hem gönlünü alır:

    'Başım üstüne, gözüm üstüne. Fakat inan Allah`a kurtarmaz!'

    Kayseri`nin arakasından Musalla Mahallesi`ne gidilir, Kerkük`ün en büyük
    bölgelerindendir, yiğitler yatağıdır. En büyük Mezarlık, 'Musalla mezarlığı'
    buradadır.

    Mezar taşlarında hep Türk ailelerinin isimlerini görürsünüz:

    Avcılar,
    Kasaplar, Koçaklar, Arslanlar ... ve daha niceleri

    Musalla Mezarlığı`nın yanısıra, Kerkük de bazı ailelerin kendi mezarlıkları
    da bulnmaktadır, örneğin:

    Neftçiler, Kırdarlar, Müderrisler, Hürmüzlüler mezarlıkları gibi.

    Kerkük`ün en eski camisi Minareli Camii`dir. Bunun yanısıra aile isimlerini
    taşıyan camiler de bulunur: Kırdarlar, Neftçiler camileri gibi.

    Şehrin en büyük iki lisesi Musalla ve Kerkük Liseleridir.

    Eğitim dilinin Arapça olmasına rağmen, Yavuz Efendi, Cengiz Efendi, Aydın Efendi ve İhsan
    Efendi... hocalar açıklamaları Türkçe yaparlardı. Sınıflarda tek tük Arap
    veya Kürt bulunurdu ancak onlar da, bir Kerküklü kadar Türkçe konuşurlardı.

    Buram buram Türk kokan ve Irak`da temizlik yarışmalarında birinci gelen
    güzelüm şehir artık mum kimin (gibi) değil ateş kimin yanmaya ve pislik
    kokarak haydutlar yatağı oldu.

    'Bu elma dört olaydı
    Karnıma dert olaydı
    Yurduma göz dikenler
    Keşke Millet olaydı!'

    Ali KOÇAK

    Cevap Yaz
  • Esma Özan
    Esma Özan 02.08.2007 - 23:38

    ölümün bize bizden daha yakın olduğunu aklımızın bir yerlerine yazar sonra da unuturuz karşımıza çıkana kadar. oysa ölüme doğmak , ölümle burun buruna yaşamak zorunda olan milyonlarca insan var yeryüzünde. nasıl bir gerçeklik olduğunu bilmek akıl ötesi bir şeydir diye düşünüyorum.

    kutluyorum kaleminizi. en derin saygı ve selamlarımı gönderiyorum.

    Cevap Yaz
  • Erol Coskunoglu
    Erol Coskunoglu 02.08.2007 - 23:34

    Ölüme kanat çırptın mı hiç?
    Herhangi bir yaşta
    Sen Tela fer’de
    Sen Kerkük’te
    Bulundun mu hiç?
    Sen Kerküklü oldun mu hiç?
    ÖYLEYA KERKÜKLÜ OLAMAZSAN KERKÜKLÜNÜN HALİNDEN ANLAMAZSIN TEBRİKLER

    Cevap Yaz
  • Menekşe Gülay
    Menekşe Gülay 02.08.2007 - 19:43

    Ölümün rengini bilir misin?
    Kum taneciklerinin
    Çapraz uçuşunda
    Savunmasız kalmışken
    Islak gözlerden kayan
    Nur damlalarının
    Parıltılı ışığında
    Yandın mı hiç?
    Bozuk bir kaldırımın
    Derinleşmiş oyuklarında
    Güzel ve değişik bir yorum. Yüreğinize ve kaleminize sağlık. Saygılar.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta