Her biri çiçek çiçek,
yıldız yıldız annelerimiz,
Siz her gün anneleriniz gibi gülebilir misiniz?
Onlar kadar güzel hediyeler verebilir misiniz?
Saçları ak ve kara,
Her biri yıldız yıldız.
ay, gün ve gündüz
Herbiri gül, çiçek,
Gözleri açık deniz,
saçları dalga dalga,
siyah, kahve ve altın sarısı...
BİZ PAZARLIKSIZ SEVERİZ
Gülleri morluklarda sevdim
Çiçekleri meyveye duranda sevdim
Işık gibi karanlıkları delen firari sevda
Özgürlüğe uçarken kanatlandı sevdiğim
Korkuların secdesinde yaratılan tanrılar
tekrarların tekrarı,
alışkanlıkların danıskası,
ucubeliğin sivriliği,
acının sivri biberi…
Aynı temsil, aynı adamlar,
El ele tutuşup koşamadığımız
Birlikte oynamadığımız
bu yasaklı coğrafyada
Bacı diye hitap ettik sevgilimize
Kedinin ciğere bakışı gibi
hayata dışarıdan baktığımız,
Milattan 6 asır sonra kanatlandık batıya
develer Mezopotamya’da, tozu dumana kattılar ya!
Biz o zaman kuşlarla birlikte uçmuştuk Anadolu’ya.
Daha sonra karanlık bastı bin yetmiş birde,
Kuşların kanatlarına yapıştık
Kostantinapolis yolculuğunda
Hüzün çökmüş gül bahçelerine
kara bağlamış mevsimin matemi var
Dallar çıplak, ağaçlar yalın ayak
ağaç dallarında altın sarısı hazan
rüzgârın tellerine dokunduğu yapraklar
nağmelerde acı ağıtlar yakar
Oy bu ne acı,
bu ne zulüm
anamın diline kelepçe vurulmuş
Acılı yüreklerde yangınlar
acılar ana yüreklerini yakar
Özgürlük sevdası
İnsan dünyaya gözlerini açtığında
ağlar gelir
dünyaya elveda dediğinde
sevdiklerini bırakıp gittiğinde
ağlatır gider
ağlamak acı seli
İnsan
Bazen üzülür,
bazen büzülür
İnsan utanır
bazen
utanmazlar utanır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!