Gökyüzü gri perdesini çekmiş,
Yitip giden baharları özlüyor,
Boş sokaklarda ışıksız evler,
Dar odalarda küf kokuları, havasızlık,
Darmadağın bir yaşam içinde,
Uzun soluklu bir gece daha..!
Buz kesmiş yüzlere bakıyorum,
Acımasızlığın gizil duvarları içinde,
Geleceğin umut kapısını aramıyorlar artık,
anlamsız gözlerde anlamsız duygular...!
Kanı donmuş çocuklar; sokaklarda,
ateş yakmış ısınıyorlar...!
Sevgisizliğin küfreden söylemleri var dillerinde...!
Dışarıda inceden bir kar yağıyor,
Ruhumun gizil derinliğinde hüzün var,
Yüreğim acıyor …!
Umutlar bir şarkı olmuyor artık,
Sağır ve dilsiz bir gecenin ortasında,
Kayan bir yıldız; bir damla gözyaşı oluyor,
Açlık ve yoksulluk kuşatmış dünyayı,
Hele bir de yetimlik veya itilmişlik,
Gözleri donmuş çocuklar sokaklarda,
ateş yakmış ısınıyorlar...!
Yalnızlığın ve tükenişin; umutsuz gülümsemesi var,
çocuk gözlerinde...!
Bir demet umut; yaşamın can suyu,
Uzaklarda parlayan bir yıldız,
Bir çığlık,
Bir yaşama sevinci oluyor,
Siz hiç ışık oldunuz mu? Karanlığa,
Siz hiç güneş oldunuz mu? Yüreklere,
Bir tutam sevgi oldunuz mu hiç?
Umut diye büyüttüğümüz yavrulara..!
Dışarıda kar hala dinmedi,
Gözleri buz kesmiş çocuklar sokaklarda,
Kimsesizliğin umutsuz hıncı var gözlerinde...!
Zeytin burnu/ 13.01.2006
Nihat AlbayrakKayıt Tarihi : 27.4.2006 09:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)