Şairin Hayatı İle İlgili Bir Bilgi Girilmemiş
Eserleri
KANDIRALI MUSTAFA
Felek sille vurdu bana,
Bitmedi, hala yastayım.
Yolum var menzilden yana,
Geri düştüm, en baştayım.
Adım, sanım, itibarım;
Sayan varsa, ben de varım.
Feda olsun ölüm, dirim,
Bir tükenmez uğraştayım...
Ne elimden iş geliyor,
Ne göz görüp, yol buluyor.
Alem bu sırrı biliyor,
Ben karanlıkta, boştayım...
Bir uğursuz, kara gündü,
Fırtınalar çıktı, dindi.
Eller bahar, yaza döndü,
Ben daha kara kıştayım...
Çile bana, zulüm bana,
Artık her gün ölüm bana.
Ne verecek yolum bana?
Yolun bittiği yaştayım...
İzah olur ise buna,
Anlatayım : Anlayana!
Eller sarılmış, yan yana,
Ben en yalnız, en dıştayım...
İşte böyle benim halim,
Bel büküldü, yok mecalim.
El işlemez, sustu dilim,
Görülmemiş bir işteyim...
Dokuz kıta bir çabukta,
Koydum, pişirdim ocakta.
Sazım yok ama kucakta,
Sözü dizmede ustayım...
Başım eğik, şevkim kırık,
Acılar saklar bu yürek!
Şimdi, bir de ad mı gerek:
Kandıralı Mustafa'yım...
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!