Dinimizde halkımızın ”Kandil” olarak bildiği bazı geceler vardır ki bu gecelerde Müslümanlar bir araya gelerek birlikte dua ve ibadet edip güzel zamanlar geçirir. Küçükler büyükleri ziyaret ederek hal hatır sorar, gönül alır. Uzakta olanlara iletişim araçlarıyla ulaşılıp selam gönderilir, selâm alınır.
Bu sebeple ortaya bir samimiyet ve bundan doğan sevgi ve dayanışma ruhu çıkar. Ve elbette doğal olarak insanlar birbirleriyle kaynaşır, duygudaşlık kurar, birlikte olmanın tadını çıkarırlar.
İsteyenler bu gibi geceleri vesile kılarak rutin olarak yaptıkları ibadetleri çoğaltır, bu güzel ve mübarek gecelerin hürmetine Cenab-ı Allah’a (c.c.) dua ve niyazda bulunarak işlemiş oldukları günahlarına tövbe edip af ve mağfiret dilerler.
Dinimizin geleneklerinde olan, kimisi ayetlerle sabit kimisi Hz. Peygamber aleyhisselâm efendimize hürmeten –mevlit kandili- onun ümmetince bir tür kutlama olan kandiller, biz Müslümanların hürmet gösterdiği gecelerdir.
İnanan insanların hürmet gösterdiği bu gibi dini gün ve geceleri işte tam da bu sebepten dolayı küçümsemek, hor görmek, aşağılamak gibi bir takım davranışlar içine girmek en azından ahlâken doğru bir davranış değildir.
İnanmak ya da inanmamak, başka bir deyişle bir dine sahip olmak ya da olmamak kişinin kendisiyle sınırlı bir durumdur. Yapmış olduğu tercih yalnız ve sadece kendisini ilgilendirir.
Her hangi bir insanın bir başkasını bu tür tercihlerden dolayı kınamaya, aşağılamaya hakkı yoktur. İnanmamak nasıl ki saygı gösterilmesi gereken bir durumsa inanmak da aynı saygı ile karşılanmalıdır.
Bu geceleri, dine sonradan sokulmuş uydurma geceler olarak lanse etmeye kalkan bazı kişilerin söylemlerininse doğru olmadığı ayetlerle sabittir. En kesin örnek “Kadir Gecesi” olarak bildiğimiz gecedir.
Peygamber efendimizin Ramazan ayının son on günü içindeki tek günlerde aramamızı tavsiye ettiği bu gece ile ilgili olarak Kur’an’da özel bir sure bile vardır. (Kadir/97)
Bu yüzden güzel dinimizi kullanmak suretiyle Müslümanlar arasına nifak ve fitne sokmak amacıyla hareket eden bir takım kişilerin söylediklerini ciddiye almak doğru bir davranış olmasa gerektir.
Öte yandan bu ve benzeri gecelerde insanların Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmayı bir fırsat olarak görmelerinin ve O’na yönelmelerinin nesi kötüdür? Bunun neresi zararlıdır? Bir şeye karşı çıkmak için o şeyin zararlı ve kötü olması gerekmez mi?
Örnek, Mevlit Kandili Müslümanların peygamberinin (Alayhissâlâtû vesselâm) doğum gününü kutlamasından öte bir şey değildir. Bir Müslüman’ın Peygamber’inin doğduğu günü kutlamasının neresi kötüdür?
Bu gecelerin Müslümanlarca kutlanmasından gocunmak, Müslüman’ları bir arada görmeye tahammül edememek demektir. Böylesi bir tahammülsüzlüğün getireceği şey fitne ve kargaşadır.
Allah (c.c.) bu mübarek ve özel gecelerin yüzü suyu hürmetine söz konusu fitnebazları ve onların kötülüklerini Müslümanlardan uzak tutsun inşa-Allah. Âmin, Allahümme âmin!/15.08.16
______________/
ÖNEMLİ NOT: Osmanlı’da halkın unutkanlığını göz önüne alan yöneticiler bu gibi özel geceleri vatandaşlarına hatırlatmak için camilerin iki minaresi arasına kandillerden yapılmış mahyalar asarlardı.
Asılan bu mahyalar nedeniyle halk bu gecelere zamanla kandil gecesi demeye başladı. Günümüzde de bu gecelere “Kandil Gecesi” denmesinin nedeni bu gelenek dolayısıyladır.
Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 30.8.2009 09:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!