Sen de anlat doğduğun yerleri
Anlat biraz...
(C. Külebi)
Bir zamanlar
bahçemizde tavuklarımız,
kapımızda köpeğimiz,
gölgesinde dinlendiğimiz
badem ağaçlarımız vardı.
testimizde suyumuz,
tel dolabımızda
köpüklü ayranımız,
sabahları erkenden uyandıran
horozlarımız,
yüzümüzü yıkadığımız tulumbamız,
gülümseyen annemiz,
babamız,
güvenebileceğimiz komşularımız vardı.
oyunlarımız vardı
bizim kadar gerçek olan,
düştüğümüzde kaldıracak,
kanayan dizlerimizi saracak
arkadaşlarımız vardı.
kuruşla alabildiğimiz gazozumuz,
çürümeyen cikletimiz,
tadına doyamadığımız
macun şekerimiz,
markasız gömleğimiz,
markasız pantolonumuz,
markasız potinimiz,
doyasıya oynadığımız yeşil alanımız,
peşinde koşturduğumuz çemberimiz,
telden arabalarımız,
tertemiz göklere salınan uçurtmalarımız,
titrek alevi,
arada bir patlayan şişesiyle
gaz lambamız,
pilleri de kendisi gibi iri
kocaman radyomuz,
hayallere daldığımız radyo piyesleri,
neşeyle takıldığımız taraftarlarımız vardı.
Bir zamanlar
dostluk,
arkadaşlık,
sevgi vardı.
Gülümseyen yüzümüz,
aynadan korkmayan gözlerimiz vardı...
Şimdi yabancılaştık.
Her yanımızı
kanayan yaralar sardı.
Ekim 2002 - TİRE
İrfan MutluerKayıt Tarihi : 9.7.2003 05:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!