Ah, maşrıkın ağlayıcı kadınları!
Dövmeli alınlarınızda kanayan bir ağıt bırakın,
Masal çizgisi kesik avuçlarıma...
Mecnun mülkünde ateşle sınandık; şimdi
Defterimizi yazan da boynumuzu vuran da birdir...
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Sıcak bir kara sevda
Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu;
Acımsı, buruk.
Devamını Oku
İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Sıcak bir kara sevda
Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu;
Acımsı, buruk.




AĞLATICILAR İŞ BİLMİŞ AĞLATMAYI DA YÜREĞİ AĞLAYIP DA 'AH' DİYENLER NASIL DÖKMELİ Kİ GÖZYAŞLARINI?
YOKTUR Kİ MECNUNUN MÜLKÜ, YÜREĞİNDEN BAŞKA. O DA HARDADIR, SINANMIŞ VE BIRAKMIŞTIR BU GARİP DÜNYAYA YÜREĞİNİ..
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta