Günaydınların, geceleri sakladığı zamanlardan geliyorum çocuk!
Yağmur buğusunda siliyorum hatırı kalmayan defterleri,
Sabah ayazında üşüyen ellerimi, en ah'lı dertlerimi...
Yıldızların sarısında ısıtıyorum yalnızlığımın demini çocuk!
Elimdeki kır papatyalarını, ninni sesli dalgalara veriyorum çocuk.
Ayrılığın bir, kavuşmanın biz kalasında selamlıyorum vapurları.
Yaralı yanıma aldırmadan uçuyorum içimdeki kuşları.
Hala, uçuramadığım uçurtmaları saklıyorum ben çocuk!
Hayaller, umutlar ekiyorum kader bahçeme.
Kumdan kaleler yapıyorum gönül kıyıma.
Orada çekiyorum sevmeye müebbet cezamı çocuk.
Ve bırakıyorum iplerini, düşlerimin gökyüzündeki uçurtmaların…
Gün, geceye karışırken en çokta beklemeyi öğreniyorum çocuk!
Sesine, hüzün karışmış kuşlarla söylüyorum şarkıları,
En çaresiz yaralarıma, âminler sürüyorum yere düştüğüm vakit.
Bir söze bir ömür harcıyorum, bir soruya bin cevap arıyorum çocuk?
Bilmiyorum işte ben çocuk!
Nasıl yeşerir bahçeler?
Hani yıkılmazdı bu kaleler!
Düşmezdi uçurtmalar...
Sen söyle, unutuyorum yine çocuk!
Bahar gelince mi yeşerir umutlar?
Kaleler kumdan olunca mı böyle kolay yıkılırlar?
Ve uçurtmalar... diyorum çocuk!
Ne zaman kanatlanır bu uçurtmalar?
ℳ.𝒟 - 05.06.2020 - K.Maraş
Makbule DerenKayıt Tarihi : 15.2.2021 01:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sağlık kelâmınızla şiir çağlasın Sn Makbule DEREN Hanımefendi
En derin saygılarımla, başarılar dilerim.
Her şey gönlünüzce olsun
Esen kalınız her daim.
TÜM YORUMLAR (1)