Kanalı Geçiş
Fırtınanın çarptığı güvertede, rüzgâr sirenleri kedi gibi ciyaklar;
Her bir eğilmesinde, çarpılmasında ve titreyişinde, hantal gemimiz
Denizi yarıp gazaba savrulur; hışım misali karanlık,
Dalgalar tokat savurup durur, saldırarak inatçı tekneye.
Püskürtüyle yüzülürken tenimiz, karşılık veririz meydan okumaya,
Kavrarız küpeşteyi, ileri bakarız kısık gözle ve ne kadar süreceğini
Merak ederiz böylesi bir gücün; fakat ötede, o tarafsız manzara
Gösterir, sıra sıra, aç denizlerin ilerlediğini.
Aşağıda, sarsılmış hasar hastası, yolcu yalanı
Turuncu leğenlerde kusmuklar; bir mülteci
Sere serpe uzanmış, kamburlaşmış siyah içinde, bagajlar arasında,
İrkilmiş acısının sert maskesi altında.
İçinde dostlarımızın ihanete uğradığı şu tehlike dolu havanın
Tatlı kokuşmasından çok uzakta, üşürüz ve şaşarız
Doğanın ezici pervasızlığına: bizimle melekler misali
Güreşen şu tesadüfi buz patlamalarına karşı, bu saldırıya
Karşı denemekten başka gergin lifleri denemenin
Daha iyi bir yolu mu var? ; bu şamatacı akış aracılığıyla
Alay ederek sataşır mertliğimize liman olmanın önemsiz ihtimali.
Mavi gemiciler şarkı söylemişti yolculuğumuz güneşli,
Beyaz martılı olacak diye, ve tavus kuşu renklerinde
Işıklarla iliklerine dek ıslanacak su diye; bunun yerine, kasvetli kayalar
Gidişimizi işaretlemek için belirdi, beyaz bulutlar üstünde
Katılaşmışken gökyüzü ve kireç kayalıkların benzi atmışken
Uğursuz günün karanlık ışığında.
Şimdi, apaçık, talihin cilvesi, biraderlerimizi yere seren
Yaygın hastalıktan, haylice sahte-kahramansı bir tavır
Takınıyoruz, örtmek için uyanan saygımızı
Kimsenin zapt altına alamayacağı bu nadir arbedede:
İkisi de düşer: süklüm püklüm ve gururlu olan; katıksız şiddet
Çöpe atar bütün duvarları; özel mülkler yıkılır,
Yağma edilir herkesin gözü önünde. Kanla,
Senetlerle zorlanmış, yalnız şansımızdan vazgeçeriz şimdi,
Söylenmemiş sözleşmeleri tutmak için; belki ilgi göstermek
Faydasızdır burada, büsbütün fazladır, gene de jestimizi yapmalıyız,
Eğilmeliyiz ve tutmalıyız yüzü koyun yatmış insan başını.
Ve böylece, savaşta ve barışta sergilenmiş cesur eylemleri
Kutlayan heykellerin olduğu başka insanların evleri, kentleri
Ve caddeleri boyunca yelken açarız; bütün tehlikeler
Biter: yeşil kıyılar belirir; sorumluluğunu üstleniriz isimlerimizin,
Bagajımızın, kısa destanımızı durdururken rıhtımlar; borç
Sağ kalmaz varışlarda; yürürüz yabancılarla birlikte iskelede.
(1956)
Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
Kayıt Tarihi : 7.5.2016 15:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Channel Crossing by Sylvia Plath On storm-struck deck, wind sirens caterwaul; With each tilt, shock and shudder, our blunt ship Cleaves forward into fury; dark as anger, Waves wallop, assaulting the stubborn hull. Flayed by spray, we take the challenge up, Grip the rail, squint ahead, and wonder how much longer Such force can last; but beyond, the neutral view Shows, rank on rank, the hungry seas advancing. Below, rocked havoc-sick, voyagers lie Retching in bright orange basins; a refugee Sprawls, hunched in black, among baggage, wincing Under the strict mask of his agony. Far from the sweet stench of that perilous air In which our comrades are betrayed, we freeze And marvel at the smashing nonchalance Of nature: what better way to test taut fiber Than against this onslaught, these casual blasts of ice That wrestle with us like angels; the mere chance Of making harbor through this racketing flux Taunts us to valor. Blue sailors sang that our journey Would be full of sun, white gulls, and water drenched With radiance, peacock-colored; instead, bleak rocks Jutted early to mark our going, while sky Curded over with clouds and chalk cliffs blanched In sullen light of the inauspicious day. Now, free, by hazard's quirk, from the common ill Knocking our brothers down, we strike a stance Most mock-heroic, to cloak our waking awe At this rare rumpus which no man can control: Meek and proud both fall; stark violence Lays all walls waste; private estates are torn, Ransacked in the public eye. We forsake Our lone luck now, compelled by bond, by blood, To keep some unsaid pact; perhaps concern Is helpless here, quite extra, yet we must make The gesture, bend and hold the prone man's head. And so we sail toward cities, streets and homes Of other men, where statues celebrate Brave acts played out in peace, in war; all dangers End: green shores appear; we assume our names, Our luggage, as docks halt our brief epic; no debt Survives arrival; we walk the plank with strangers. (1956)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!