Bizdik, ihtişamı büyük yeleleriyle atlarımızı
gecenin dipsiz buğusuna aldanarak dört nala koşturan,
ölümün kefeni saran çapkın ve ipsiz kuyusuna
soğuyan cesetlerin sarkıtıldığı kuyulara
hepimiz kanayan bir yaranın kokusuna üşüşen kurtlarız en sonunda
sofrasına buyur etsin diye başka yaralıların iniltilerine kulak kabartan...
Uslansana, acım benim, dinlenip dursana artık.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Devamını Oku
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık