.
az demli kaçak acılarımın voltası
tam da dem demişken elime tutuşturdular
....çaybardağını
sıcak içtim
/ sustum
avcumun içinde kırılabileceğini anladım
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
güzel dizelerinize alkışlar ... Gülce Şeren
güzel dizelerinize alkışlar ... Gülce Şeren
Çok güzel bir şiir Serhat bey kutlarım kaleminizi.
biraz daha durursam safalarinizda, gidemiyecegim...
okumadiklarimi tekrar dönüp okumak icin gitmeliyim...
sirleriniz benim hosuma gidenlerden...
kaleminiz susmasin...
sevgiyle...
Şiir tadında bir çalışma olmuş,kutlarım.
çocuk yüzün ekşisin
doğa yağmura aşersin
masal kahramanları insin şehrin meydanına
çamaşır yerine kokuşmuş r u h l a r asılsın
....çamaşıriplerine
kin midir yoksa sevgi
kan mıdır yoksa deri
bir seni sevmek öldürüyor beni
bir sen
seni
sevmek adı altında
bildiğim A Ş K gibi bir şey mi
Harika dizeler. Yüreğine ve kalemine sağlık. Büyük bir zevkle şiirini okudum.
kin midir yoksa sevgi
kan mıdır yoksa deri
bir seni sevmek öldürüyor beni
bir sen
seni
sevmek adı altında
bildiğim A Ş K gibi bir şey mi
USTA BİR KALEMİN ÜRÜNÜ
KUTLAMAK GEREKİR
Ahmet Ayaz
Yüreğine sağlık dostum,kalemin daim olsun...güzel bir şiir
Kanadığında yaran... Ya da sızladığında yüreğin... Kuşkuya mahal yok... Aşktır bunun adı... Yoksa nasıl duyacaksın gülün kokusunu.... Tebrikler Serhat Bey...
Sevmek, çok zaman emin olamadığımız kuşkuya kapıldığımız, kuşkularımızın doğru çıkmasından korktuğumuz duygu…
Oysa en iyi kim bilebilir ki kendisinden başka bu duyguyu? Elbette ki onu yaşayan... Peki, bu kuşkular neden?
Sorun onu çözmekten geçiyor. Sevdiğinin en küçük bir iması, bir mimik, bir tik, o kadar çok şey anlatır ki aşığa… Nem den yel kapar olur insan.
O zamanda imgelere sığınır. Sevgili Ayan gibi…
“az demli kaçak acılarımın voltası
tam da dem demişken
tutuşturdular elime
....çay bardağını
sıcak içtim”
Derken kendi sorusunu bir bardak demli çayda bulmaya çalışıyor. Korkuları ve kuşkuları onu bırakmıyor, soruların ötelediği suskunluğa öfkesini ince belli cam bardaklardan çıkarmaya itiyor.
/ sustum
avucumun içinde kırılabileceğini anladım
kırdım
/ kendimi kanattım
beyazın üstüne sıçradı kan
-revan içinde paçalarım
-dan süzüldü kan
Sonra düşlere dalıyor sanki bir korkuyu yenmek ister gibi… Çocukluğunda yaşadığı olumsuzluklara tepkili yüzüyle çıkıyor karşımıza… Doğadan yeni beklentilerini ortaya koyarken, tepkisi bazen kentsel yaşamın çirkinliklerine karşı savaş açıyor. Çamaşır iplerinde tüm çirkinlikleri bir ressamın sergisi gibi ortaya koyarken onları şairliğin yargısında mahkûm ediyor.
“çocuk yüzün ekşisin
doğa yağmura aşersin
masal kahramanları insin şehrin meydanına
çamaşır yerine kokuşmuş r u h l a r asılsın
....çamaşır iplerine “
Bu kazanım, çamaşır iplerindeki bu çirkinlik telini yetmiyor öfkesini dindirmeye… Kuşkularına yenik sanki hala… Sevgiyi sorguluyor şiir. Bir sevdanın tutsağı olmak derken…
“kin midir yoksa sevgi
kan mıdır yoksa deri
bir seni sevmek öldürüyor beni
bir sen
seni”
Kuşkularına bir ad bulduğunda bile sorgulaması bir aydın duyarlılığında sürüyor… Çağının farkında bir bilge gibi sorduğunda…
“sevmek adı altında…
bildiğim A Ş K gibi bir şey mi”
Sizi de bu sorguların sarmalına atmayı başarıyor şiirde şairde…
Kutlarım sevgili Serhat… Bak bana neler duyurdun…
M.Yaltı
Bu şiir ile ilgili 62 tane yorum bulunmakta