Gözlerinde uyanırım
yokluğunda
kapım çalınsa
haberin mi gelir
bilmem
dilsiz ulakla
Yok yahu
yok!
Ak güvercinler uçurmalı
dipsiz karanlığına
bu kendini bilmezliğin
düşmeden acılara
yürekler
Çekip almalı
baş tacı mı etmeli yoksa
demeden
dünün üç otuz paralık
kolluğu kara
gözü aktan arınmış
kara
kendi yoksulluğunda beter
dilimde insanımsı
engeli olamaz
düşlerimin
Çocuk
genç ve yaşlının
vazgeçilmezidir
sırtlarında barış yükü.
Ayakları halayda
bir türküye takılır
yıllıarın acısıyla
"Bu meydan kanlı meydan!"
diye.
Ateş gürler
gök kızıla döner
ve habersiz gelir ölüm
yer Ankara
kan içinde gar önü.
Ar edep
haya bozuğu
dillerini tutuklar
sorgu sual edenin
künyesinde sevgisiz
ahlakını sorgular erdemin
Aczi
kendi karanlığında tutsak
kendi yasalarının edepsizi
kuşatılmış çaresizliğimizde
hem sonra
ilkeli yaydan çıkmış ok
çağcılı gaz mıdır ki
öldürür çocuk gözlerimizi
Ölümlerin her yanı Anadolu
Ağıtları işlenir
genç kızların
rengi kırmızı çiçekler gibi
kaneviçede her mevsim
derim demesine ya
küskünüm çoğalır
aymazlıklara.
Diklenirim
Sevi'm için
bu sevda da
yaşama
ve gelecekse
hoş gelsin
sefa gelsin...
Vakitsiz
gözlerimde yokluğun.
Kapım çalınmaz
haberin acı
haberleri acı gelir
yüreğime ölümlerin
haberlerle.
Kayıt Tarihi : 23.5.2018 11:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!