Soğuk bir kış günü
postalları on santim içerde
kağnı gıcırtısıyla yaylanıyor...
Bıyıkları buz tutmuş
her nefesinde eriyip geri donuyor.
Gözlerinin altına kömür sürmüş
Bembeyaz karı siyahlara bölmüş...
Güneşi tutmayan tezeklerin sıcaklığı
çölde serap misali gözlerini ısıtıyor, vuruyor rüzgarı
Ateşin başında çocuğu, bir de hayat arkadaşı
onu bekliyor dört duvar yuvası...
Kan davalısı vardır Ali'nin.
Hep tetiktir, omzundadır ikinci çocuğu.
Kemerinde taşıdığı o kurşunların
yerinde durmasını isterdi,
bu en büyük arzusuydu...
Zordu Ali'nin köye varması.
Bir tarafta candarma, bir tarafta kanlısı.
Ne gün yüzü görmüştü, ne de doyasıya yaşamı..
Kendi neyse de, ya anası, çocuğuyla karısı? ..
Ne korku bitiyordu, ne de köyün karlı yolu.
Hele onu bekleyen küçük oğlu,
ocaktaki sıcacık bulguru...
Derken;
Bir ses....
bir uğultu....
Diz çökmüştü gıcırdayan karlara,
sırtında bir yanma vardı, donun zıttına.
Vurulmuştu Ali sırtından
Vurulmuştu düşmandan çok hayata...
Ne eli tüfeğine gidebildi,
ne de gözü arkaya.
Kanı aktıkça bembeyaz karlara
gözü dalıverdi karısı ve oğluna...
Bıyıkları tekrar donmaya başladığında
Ali'de harcanmıştı
bu kan davasında...
......Bir anadan dağları ağlatan acı bir feryat koptu;
'Dokuz ay dostluğa şartlandım, acılarla onunla doğdum
İpek saçlarını, parmaklarımla taradım çocuğumun
Ben onu siz vurasınız, yıkasınız diye mi doğurdum?
Ölümü dolu oldu da vurdu soframızdaki aşımıza
Üzüntüsü kıran oldu, girdi ambardaki darımıza
Neyleyim yetimim, kanını görünce bembeyaz karlarda
Alim, seni bunun için mi karnımda taşıdım sancıyla
Yetmedi mi anaların çığlıkları, duymuyor musunuz
Bunun sonu yok, kanlar akar da akar, bilmiyor musunuz
Oğlumu niye vurdunuz, Alimi niye öksüz koydunuz
Niye vurdunuz öksüz Ali'mi, oğlumu niye vurdunuz? '
Bir gelin ağlıyor, şafaklarında fırtınalar kopuyor:
'Ne umutlarımız vardı, biz o umutların gölgesiydik
Bu günler bize çok dardı, hani yarınlara gidecektik?
Gidemedik ki Alim, bak iğdeler çiçeğini de açmış
Bahar geldi diyorlar, sensiz gelen baharı göremedik.
Yiğidi arslanım, sen iyilikten başka kime ne yaptın
Kardeşlik dedin, doğruluk insanlık dedin, sen suçlu kaldın
Yiğidim, çocuğumun babası, bak ardında ne bıraktın?
Akan kanı durduracağım dedin, ırmak gibi sen aktın
Gittin sen de baban gibi, kurşunların nankörüne çattın
Tuz olmazsa aş olur mu, sen bizi tuzsuz bıraktın
Bırak aşımızı, oğlunu öksüz, beni dullara kattın'
Bir çocuk, her şeyden habersiz kelimeleri sıralıyor:
'Bu gün babam gelecek, babam doğruyu aramaya gitti.
Bulup bizlere getirecek, getirecek o gerçekleri
Babam gelecek, beni götürecek gezdirecek şehri.
Defter, kalem ve çanta alacak bana, ben okuyacağım
Büyüyüp bir öğretmen, öğreten olacağım.
Doktor yetiştireceğim, ilacı olacak insanların
Adam yetiştireceğim, sonu olacak kan davasının'...
Bir ananın, bir gelinin, bir öksüz çocuğun feryadları
Hele ırmak gibisine, durmadan akan o gözyaşları
Sular yiğidim sular, susarsın diye senin mezarını
Sular aslanım sular, toprağına dikilen zambakları.
Bir tek sen olmadın ki vurulan, acımasızca yıkılan
Ne ocaklar yıkıldı, acımasız o katil kurşunlardan
Ne öksüzler kaldı, kardeşliği arayan yollardan kalan
Bir sen değilsin Alim, bir sen değilsin bu yolda vurulan.
Oğlun arar, onun çocuğu da arar bulamadığını
Bulur ey yiğidim, senin gücünün yetmediği barışı
Kardeşliği bulacak Alim, kucaklayacak insanları
Bütün evrene ekecek, senin sevdiğin o zambakları.
YETER ARTIK BİTSİN BU KAN DAVALARI! ..
Yusuf Ziya LeblebiciKayıt Tarihi : 12.7.2004 14:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kan davası bir savaş gibidir mertlikçe mertçe
Konuşup yüz yüze halledilecek yerde arkadan
Pusuya düşürülerek öldürmek öldürtmek
Silah satanların silah tüccarlarının bir sermayesidir
Göz yumanların umursamayanların insanlık
İç güdüsel duygularını yitirmiş aciz zayıf insanların
Kullanıldığı bir töre cinayeti dir kan davası
Okumamış okul nedir bilmeyen kültürsüz
Kültürü olup da onu kullanmayan insanlara
Çok iş düşmekte bu kan davasını bittirmek için…
Çok dersler çıkarılacak bir anlatım yazı
AĞALLIK düzenine son …
Düzen değişmediği sürecek çok kan akacak gibi…
Sevgilerimle Yusuf ter
İşlenen konu ve şiir güzel, kutlarım.
Şiir olarak çok güzel işlenmiş.
TÜM YORUMLAR (18)