On dördünde bir fidandım, elini kana bulayan,
Anadolu'da kan davası, bir yaradır kanayan.
Çözüm bulunmaz mı ki, bu orta çağ karasına,
kar etmiyordu, kanayan yarasına.
İki jandarma arasında, ellerim kelepçeli,
Hakim karşısındaydım, pişman ve endişeli.
Son sözümü sordular, neydi benim savunmam,
yirmidört yıla mahkum oldum, vah bahtı karam.
Şimdi yirmi dördündeyim, dört duvar arasında,
Tam on yılım tükendi, bu karanlık zindanda.
Ne gecem var ne günüm, burada dünya karanlık,
Ne buraya güneş doğar, nede sızar aydınlık.
Bu kan davası bizde çok canlar almadı mı?
Yanan ocaklar sönüp, enkazı kalmadı mı?
Şimdi baba ocağında baykuşlar öter,
Belki cesedim çıkar, sanmam ki cezam biter.
Hoş bitse de cezam, gidecek yerim mi var?
Tahliye olduğum gün, kapıdayken vururlar.
En iyisi bitsin burada bu kan davası,
Artık kabuk bağlasın, gönüllerin yarası.
Kayıt Tarihi : 24.1.2006 11:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!