Bu ne büyük ızdırap ne büyük keder Heyhat!
Kan ağlasın Sakarya göz yaşı döksün Fırat
Gelen aylardan Eylül mevsim ise Sonbahar
Yaprağını dökerek yas tutuyor şu çınar
Fütursuz konuğuyum uykudaki gecenin
Hizmetcisi olmuşum dökülen her hecenin
Toprağa düştü cemre baharına ermeden
Ve cemrede yıkandı su yüzünü görmeden
Meleğin kanadında başlar göğe yükseldi
Gözlerden akan yaşlar oluklaşan bir seldi
Nurdan doru atını hazırlasın Kızılırmak
Nurdan ata binerek göklere çıkana bak
Acısı bol olunca şekerden almazsın tat
Mayamız ayrı bizim herkese ayrı fıtrat
Omuzuma yüklendi dağlardan büyük bir yük
Ne kadar horlansa da bizim davamız büyük
Fıtratımız el vermez eğilip bükülmeye
Atadan alışkınız sarp dağları delmeye
Baharımı ağlatıp geldi de güzün düştü
Kirlenince insanlık kısmete hüzün düştü
Dağların sinesinde hancerleşen ihanet
Terazi kefesinde sıfırlansın merhamet
Kile kile saklanmış kederin ambarında
Kölelemiş zihniyet bir ateş çemberinde
Bir yılanın sırtında kıvrımlaşan düşünce
İni olmaz tavşanın dağ tavşana küsünce
Gün sallanıp giderken beni hüzne boğarak
Yüzümü güldürecek gündüzüme doğarak
Ben burada Sakarya sen ise orda Fırat
Ver elini elime kirli çemberi daralt
Haince bir pusuda kefeni üzerinde
Boylu boyunca yatar gül kokulu bir sinde
Namazını kılarken saf saf olmuş melekler
Seni bekler büyük bir tebessümle Peygamber
Katmerleştikce acım sinemde böyle kat kat
Kan ağlasın Sakarya göz yaşı döksün Fırat
09/09/2015
Muammer ÇakırKayıt Tarihi : 10.9.2015 16:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!