Hezeyanlarıma karışmış gecelerin
Kuşatılmışlığındayım,
Karanlığa kazıyorum mevzilerimi
Mezar niyetine.
Son bir sessizliğimi saklıyorum birkaç saat ötede.
O kadar kalabalık ki içim
…günah ve doğum günü…
Ve Âdem ilk olmanın yorgunluğunda,
Sarılmış Havva’ya çocukça,
Melekler şımarık, fısıl fısıl başucunda.
Uykuda, babam uykuda;
Bir kalemin ucundan döküldüm
Şu kısacık ömre,
Adımın tekrarı yok;
Akıp gidiyorum yatağında kaderin.
Ama unutmam izimi satırlardaki
Çakıl taşlarında… Düşeli ne kadar oldu?
Sular intihar ederken çınarlar dibinde, şelaleler ile
Gökyüzü haykırırken ulu zirvelerde, fırtınalar ile
Bunca yanış, küçük bir oyun muydu ey sevgili,
Kokladığımız menekşede, gülde ve nergiste?
Hani, keskin inançlarımız vardı; kızıl sevda dağlarından
Sahte menzillere attığımız,
Sıra sıra ceset, sıra sıra ağıt
Burası Gazze, utansın şu aç gözlü insanlık…
Kudüs ağlarken
Çocukluğumun misketleri geliyor aklıma.
Oyun değil,
…rüyalara terk edilen cennet…
Ve Âdem ağlıyordu;
Eteklerine tutunacağı bir annesi yoktu,
Yetimliğine ağlıyordu…
Tanrı, keskin keskin düşünüyordu…
Güneş düşünce takatten
Ben devralırım gökyüzünün nöbetini.
Çok sürmez elbet! Karanlık sızar vakte,
Felek durur bir müddet gecede.
Arşa kırarım rotasını tufandan çıkmış yüreğimin,
Önümde kaderim yürür babam gibi ağır ağır.
Bak yine vardı ayaklarım gecenin kapısındaki
Sükûta, iç çekişe, yitikliğe…
Karanlık doldurmuş kadehini zamanın,
Uykusu gelmiş bu gece belli ki tüm yıldızlarımın.
Sabahın türküsü susmuş;
Yeis bulaşmış ellerimdeki sevdaya.
Ne ölümsüz -bitimsiz- bir uçurumdur kader,
Salladığım bıçak darbelerinden kendim
Sen, o bile bihaber...
İki elim yok benim;
Onlar satılık, onlar yedi yerinden kırık...
Yaramaz çocukların oyunbazlığı giydirilmiş
İçimdeki yaramaz çocuk konukluktayken sevdada,
Kırık bir kalemin gölgesinde büyüyen hayallerim
Karışıyor gözyaşlarımın silinmişliğine.
Duydum ki mutlular…
Ben ise yalnızım yine,
İçimdeki, özgürlüğü bekleyen özlemsi iç çekişleri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!