Korkun yoksa casus neyine gerek,
Gel de beni bana, sor be Kâmil bey.
Nerde o duyarlı,o hassas yürek,
İncelik,nezâket,zor be Kâmil bey.
Keyfiyet senindir,âriflik buya,
Aslan payı sundun,dedikoduya,
Beni rüşvet diye verdin kadıya,
Ciğerime attın,nâr be Kâmil bey.
Neden yok,nerde yok,nasıl yok sana,
Ağzından bal akar,dilinden mânâ,
Her şey gayet güzel,çok hoştur amma,
Sözü ispat etmen, zor be Kâmil bey.
Mürşit diye ilân ettin kendini,
Tercihindir yalakanın zengini,
Parlak buldun kimi ihvan rengini,
Kimine bakışın, mor be Kâmil bey.
Övüldüğün yere postunu serdin,
Zengini şımarttın,fakiri yerdin,
Fitneyi uyardın,havayı gerdin,
Neden “doğru sözlü”, hor be Kâmil bey.
Tiyatroya döndü irfan meclisi,
Erliğini bozdu burda er kişi,
Niçin kuruttunuz gülü,nergisi,
Hani bülbül gibi, yâr be Kâmil bey.
Her söz yorulmadan size ulaştı,
Müzevir dillere yalan bulaştı,
Kavramların ipi nede dolaştı,
Çöz bu kör düğümü,sar be Kâmil bey.
11.07.2000
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 17.5.2007 14:40:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Yaralı](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/05/17/kamil-bey-1.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)