Kamelyalı Özgürlüğüm

Siyami Selimefendioğlu
22

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kamelyalı Özgürlüğüm

Kamelyalı özgürlüğüm

Irmaklar deli
coşkun akar
yürekler kopar
sonsuzluk aşkını arar
Kemalya bir özgürlük bahçesidir
Buradaki çiçekler sohbetle açar
'merhaba gülüm, nergisim
çocuk tazeliğinde kokan annem
merhaba, benim gülümseyen kayısı çiceğim
hayırdır, nedir bu büyük sevincin?
Ayaklar ezemez, kıyamaz basmaya
Anadolu motifli dünya yeşili çimlerim! '

uzaklardan gelince sesi yani başımda yankılanır
'Çiçeklere basmayın!
Çimlere basma, kızarım serseri! '

Mevsimler kovalamaz birbirini
rüzgarlarla savrulsa da ölmez kayısı çiçeği
yağmur yağsa da üzülmez papatya
güneş çıkmasa da kızmaz ayçiçeği
kim söyler 'kardelen sadece karda açar' diye
yaz mevsiminin kızaran alevinde
tenim yanar kardelen yanmaz
kim söyler 'kaktüs çöl sıcağını sever' diye
tenim donar kaktüs donmaz
bir günde bir sene, bir senede bir asır
on metrekarede bir evren
evrenin içinde bir dil, bin sevgi

Konuşur bitkiler, ağaclar
konuşur kamleyam
doğanın dili
Mezopotamya'dan konuşur
çirkine gitmez güvercinler,
tanrılar kuş yüreğiyle açar yüreklerini
büyük yürekler anlar güvercinin küçük dilini
sarmaşık sarsa da duvarları
dünyam hep yeşildir
yeşilin içinde açan bahar
ve Şam soğugu sonbaharında
kazaklar giymek istemez gül yaprağı:
'Ben böyle asilim, böyle güzelim' der.
Gılgamış bahçesi
Muhammed'in cengi
Prometheus gecesi
Cennet'in ateşi
gözlerim görmez olsun çirkini
Yasaklarım bakışı, açamam
anlamazsam bakamam
bilirim ağaçların, tarihin dilini
neslihanın neşesini
ayçiçeğinin güneş dansını
yaşarım Ortadoğu'yu
düşünürüm, cihanın özgürlük heyecanını
kamelyamda bulursun çoçukluk düşlerimi
on beşinde yaşanır her şey
yaşam hep on beşinde kalır
gözler uyanık doğar, uyanık ölür
saçlar ağarmaz
umut senin olur.

Ve sen güzellik hanesinin misafiri
'Spartaküs aşkına, uyuma kızarım! '
kaktüs diken atar
papatya sana kırgın
aldatılmaz ve aldatmaz yüreğim
sevgisi kardeş, yoldaş
bağrında insan sevgisi
ışık hızı ve sonsuzluk sınırı
beş saat, on beş saat
daha daha on beş gün, otuz yıl
değiştireceğiz evreni adım adım,
dil dil
bakış bakış
sen yorulsan, ben yorulmam
dünya dursa adImlar durmaz
otuz yıl olur otuz asır
gerçekler doğru gider
bir ben bilirim Kamelya'nın dilini
döne döne bir daire semaha
ben buradayım, ey kötülüklerin birliği
ben buradayım, sen nerede
bir parça soganımla birazcık kuru pilavımla
bilirim sen doymazsın bu sofrada
askın sofrası, fakirin yufkası
şarabım olmasa da
gönül hatırı bir bardak hayat suyu
içemezsin dilin yanar, hançer batar
köleler burada
efendiler arkada
yiğit bu meydanda
ya o 'biz erkeğiz' diyenler
peki 'biz tanrı tanımayız' diyenler

Korkmayın benden
korkmayın bilimden
elimde yok sizinki gibi hançerlerim, arkadan vurayım
buradayım uluorta
sadece çiceklerimle, güvercinlerimle
sonsuzluk yüreğimle kamelya meydanındayım
konuşun diyorum size, konuşun
cevap versene dilsiz tarih, donuk göz
bakma öyle
niye geldin cenk evine?
Korkuya yer yok burada
vurmam senin efendilerin gibi
Bir avucumda yaşam iksirim
diğerinde intikam
hangisini istersiniz kücük hanim
ya siz küçük efendi
hoş değil mi dört mevsimde yürümek?
Hoş değil mi özgürlüğe yürümek?
Yılanlar gezemez otlarımız içinde
küçük kafanızda hangi tilkiler gezer
parlayan yıldızlar bahçemizde
merhaba kutup yıldızı
samanyolu
Güneşin içinde yerimiz var
dolunay içinde

Kamelya içinde evrenden bir bahçe
ressamlar çizemez mutluluğun resmini
müzisyenler seslendiremez benim dilimi
ben buradayım
sizler nerede
ben gerçeğim, dalmayın hayallere
unutulmazsınız, hiç unutulmaz
tarih unutmaz sahte sevginizi
'aşktan kopardım' sandığınız gülleri...
sorarım sizler
ne arıyordunuz gerçekliğin içinde

beni sevmez olaydınız
yanıma gelmez olaydınız
bir ben ve yarattiğım eserlerim
neden doluştunuz içimize neden?
Söyledim sizlere, neden anlamadınız?
Ateş olun atom çekirdeği
kabul edemem böyle sizleri
Kamelyam ölümsüz
Bir yürek bin eder
milyonlar bizi bekler
tohum olsak, bahçemizde insan çiçegi biter
dokunma kayısı ağaçlarıma, üzüm salkımlarıma
dokunma güvercinlerime, beyaz güllerime
Evliyanın yanında münafik gezme
Toprağım kutsal kabe kamelyam
bir avuç Trakya'dan bir avuç Asya'dan
bir avuç Mezopotamya'dan, bir avuç Anadolu'dan
kirliysen basma toprağıma
özgür ruh hesap sorar

sevdim kavgayı
açmayan gülü açtırmayı
sevdim yürümeyi
anlatmayı baharları
seviyorum yürekleri
yürekler toplamayı
seviyorum insanlık bahçesini, halk güllerini
çaglayanım ben, göktaşı yağmuru
Ordan buraya, burdan oraya uçan.
Turnaların, gezginlerin yoluyum
her mevsimim ben,
bulucusuyum hayallerin, gezegenlerin
insanlık kadar eski ve onun kadar gerçek olanım
bilinmezliklerin keşifcisiyim
gökyüzünün ve yeryüzünün
aşkım ben, umudum, sonsuz bir arayış
hepsine kamelyamda yer bulunur
o çocukluk hayallerinde aranan
Şeker Kız'ın yedi renkli çiçegi burada bulunur
bitmez tükenmez bir sevdadır benimkisi
korkutur tüm efendileri
sevdam korkutur
korkudan olsa gerek
dört tarafımı duvarla ördüler
duvarları bir adaya yerleştirdiler.

fermanı vermisler
değmemeliymiş ayağım toprağa
görmemeliymiş gözlerim gökyüzünü
suçum yeri ve göğü buluşturmakmış
Korkmayın,
korkmayın size bile verecek seylerim var
Suçum değiştirmekse dünyayı
Ben insan çiçeğiyim
çiçeklere kıymayın efendiler
ne tanklarım var ne kobralarım
ne de bir kıtadan öbür kıtaya ulaşacak füzelerim
sizleri yok edecek nükleerlerim de yok
Bir yürek, yüreğin içinde sonsuzluk
bir dil, dilin içinde doğruluk
Güneşe el uzanır mı?
Nasıl sığdıracaksınız dört metre kareye
aldatmayın kendinizi, kandırmayın
Kamelyam burada, küçük ada denizlerin darağacın'da
Nergiz çiçeklerim sağ köşeye, papatyalar sol köşeye
kırmızı güller kapı girişine
güvercinlerim de gelmiş barışı müjdelemeye
dostluklarıma dostlar eklenmiş
Hamsi Karadeniz'i aşıp gelmiş
Karagöz yanında denizanasıyla gelmiş
Mürekkep balığı notlarımı yazmaya
Yunus balığı beni yalnız bırakmamaya gelmiş
Martılar, güvercinlerime yoldaş olmaya
Midyeler, en güzel incilerini bana sunmaya gelmiş
Duyumsuyorum duvarların ardından
Sessizce okşuyor, mavi dalgaların hışırtısı

kamelyam, denizlerin kalbi
bastığım yer yaşam bulur
adın şanın dünyada bilinir oldu
kupkuru ruhun bir anda canlanır oldu
yaşlı yalnızlığına direncin gençlik oldu
özgürlüğüm, denizlerin kalbi
meydan oku Kız Kulesi'ne, utandır yeryüzünü
cesaret edemediler,
yer bulamadılar senden başka,
şimdi içimde saklısın paçalanmış bedeniyle ceylanım
buluşturursun bedeninde Mezopotamya'yı ve dünyayı
özgürlük öğretisidir yaşamım:
İnsanlık Akademisi Kamelyalı özgürlüğüm.

Siyami Selimefendioğlu
Kayıt Tarihi : 7.8.2010 20:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Siyami Selimefendioğlu