KAMBUR, HALAYIK VE MİRAÇ
Alt satıra hep kendimi yazdım,
Hep –A- vardı üst satırda.
Kutsal bir aşk sabahı,
Kustum içimdeki tüm tortuları;
Ayet ayet inen bir aydınlıkta,
Fetvası verildi: katli vaciptir olanca karanlığın;
Sonra doğdu sabah vahalara;
L dedi çöl, kavruk bir fısıltıyla.
Oysa boşunaymış,
Hiç kaybetmediğim Leyla’yı aramak;
Yeniden doğmaktanmış bu savrukluk, bu sancı;
Ah yeniden doğmak…
L işte tam o anda, tam oradaydı;
A her yerde, her andaydı.
Fırsat bu fırsattı;
Fırsat kapımı çalmaktaydı.
Ben de dudaklarımla aldım tozunu çölün;
İçtim dudaklarımla terini güneşin.
Vahalardan vazgeçtim ve seraplardan.
Sırtımdaki ‘’ben’’ denen kambur,
Düştü böylece hiç sızlanmadan.
Bir halayık olmanın tadına vardım.
Gayrı bağrımda ateşi var güneşin,
Yoktur Sen’in benzerin, eşin;
Her daim –H-’ ye düşürdüm dilimi,
Ya Hak dedim halka halka,
Ya Hay dedim kapandım yere,
Dorukta kuş olmak niyetine,
Vardım secdeye.
Bir Miraç’tı bu : halayıkın miracı,
Var olmanın farkına vardım,
Kondurdum cesetimin başına,
Kulluk denilen o tacı.
YUSUF GÖKBAKAN
Kayıt Tarihi : 8.2.2018 02:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yusuf Gökbakan 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/02/08/kambur-halayik-ve-mirac.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!