ALBÜM GÜFTELERİ
ZAMAN
(Makam: Buselik,
Şiir: Hasan Hüsnü Sula, Ömer Tolgay,
Müzik: Ömer Tolgay)
Ak duvarda mor salkımlı sarmaşık
Kudretine Mevlâ'nın kulları âşık
Mor sarı alı gördüm
Laleden halı gördüm
Güzelim İstanbula
Nice sevdalı gördüm
Yedi tepesi, boğazı, her biri bir cennet köşesi
Erguvanı akasyası baharının neşesi
Ben babıâli gördüm
Bin türlü hali gördüm
(O kadar vali gördüm)
Güzelim İstanbula
Nice sevdalı gördüm
YÜREĞİMDEKİ ŞEHİR (Nihavend Kâr-ı Nâtık) Söz: Aziz Erdoğan, Müzik: Ömer Tolgay
Serpilmiş kubbelere kokusu sümbüllerin
Vuslatında saklıdır dermanı gönüllerin
Seni müjdelemiştir efendisi güllerin
Çağları aşıp gelen bir sevdasın İstanbul
Masumiyet sembolü lalesi, erguvanı
Sülün minareleri adaletin nişanı
Davudi ezanları kucaklar asumanı
Maveradan süzülen bir nidasın İstanbul
Zarafetin nispettir güneşin doğuşuna
Ben ezelden aşığım muhteşem duruşuna
Mehterin eşlik eder kalbimin vuruşuna
Süleyman’dan, Sinan’dan bir imzasın İstanbul
Kökü mazi soluyan görkemli ulu çınar
Gölgende uyuyanlar, huzur dolu bahtiyar
Gümüş kemerlerinde tarihin izleri var
Bayezit’ten Fatih’e bir duasın İstanbul
Bir kilimsin İstanbul, bin bir renk desen desen
Hisarlarını süsler nergis, leylak, fesleğen
Mavi, yeşil iç içe; neşe içinde gülşen
Güllerden damıtılmış rayihasın İstanbul
Boğaz elmas gerdanlık, Çamlıca zümrüt taçtı
Nice sultan sırrını hisarlarına açtı
Sana meftun aşığın bilmem sayısı kaçtı
Sevgilinin bağrında dilârâsın İstanbul
Sevda türküleriyle sahildeyim seninle
İnle ey çılgın gönlüm, çılgın gönlüm sen inle
Galata yum gözünü, Kız Kulesi duy, dinle
Itri’nin bestesinde bir notasın İstanbul
Ressamların hayali, şairlerin ilhamı
Dile gelir gökyüzü ve renklerin tamamı
Hayran kalır görenler, sendeki ihtişamı
Emsalsiz güzellikte son noktasın İstanbul
3.YAZ GELİR
Söz: Ramazan Kalınsaz, Müzik: Ömer Tolgay, Makam: Sultaniyegah
Yaz gelir
Dökülür yollara köyüm insanı
Sabah serinliği
Gün kokusu
Dağ havası pırıl pırıl
Tazelik ki el değmemiş
İnsanlarsa harıl harıl
Yüzleri güneş yanığı, kavruk, kederli
Dökülür yollara köyüm insanı
Aş sabahın, iş sabahın
Daha gün değmemiştir Tirkeş’in kefe
Motor sesleriyle uyanır yollar
Ne yana dönsen bir karınca yuvası
Sarı başaklar besmeleyle okşanır
Çıkım durulur, yolma yolunur
Nasırlı eller toprakla cilveleşir
Mahsul bir on verse de iman bire bir verir
Bereket verir
Alın teri işlenir gün sıcağına
Sabırla zorlukların üstesinden gelinir
Dökülür yollara köyüm insanı
Yokluk tükenir
4. HAYREDDİN KARAMAN KIZ İMAM HATİP MARŞI
(Nihavend Düyek
Beste : Ömer Tolgay,
Güfte: Behlül Bayrakdar, Ömer Tolgay)
Yürekler bekliyordu, gelir miydi kahraman
Bizi döndüremezdi hiçbir engel bu yoldan Önümüz aydınlandı karanlıktan el-aman Özgürlüğü ararken özümüzü karartan
İhanete, nankörce hilelere kanmadan
İnanırız, doğmazmış kaknüs kuşu yanmadan
Yolumuz kültür, sanat, ilim, ahlak ve iman İmam-Hatip’lere örnek Hayreddin Karaman
Emanettir bu sancak Fatih’ten, İstanbul’dan Elimizde yücelir yürürken biz her koldan Medeniyetimizin ihyasına her zaman
Azimle çalışmaya gönül verdik Ya Rahman
İlk müstakil Kız İmam Hatipler olmamızdan
Razı ol; nasip et “Fatihler” kuşağımızdan
Yolumuz kültür, sanat, ilim, ahlak ve iman İmam-Hatip’lere örnek Hayreddin Karaman
5. kalplerin yamaçları
(Buselik Sofyan Söz Müzik: Ö.T.)
Sevgiler büyütsün dizelerini
Şiirin çağırsın hep yürekleri
İcabet edelim davetlerine
Çıkalım kalplerin yamaçlarına.
-O dağın eteği derince bir yâr,
tutsağı gözleyip bekleyip durur.
Buruşuk ruhunun cılız sesiyle
insan hiç çıkar mı patika yola
-Ağlıyor yollara hıçkıraraktan
ruhumun titreyen ürkek kuşları
korkmazdı uzayan patikalardan
yar yiyen o katil yarlar olmasa
6.İKİ KUŞUN KURDUĞU DÜŞ
söz: nursena barış
(Kürdî Sofyan)
İki kuş geçiyor Kudüs üzerinden
Haritalarda çizilmeyen iki kuş
Kalbimize yol bulan
Allah’a dahil olan iki kuş
Her zincir halkasında özgürleşmekte olan
Nöbetleşe seyrediyorlar Aksa’yı uzaktan
Biri seyrederken Aksa’yı diğeri setrediyor
Çocukların gözlerinden kanlı yağışı
Kanatlarını sürüyorlar tek sıra halinde göğe
Silmek için baba sancağındaki yaşı
Tıka basa susturmak için
rahmet çeşmesi anayı
Sürüyorlar kanatlarını bulutlara
Sürüyorlar göğe, bulutlara sürüyorlar
ah yine göğe
Filistin sancıyor
Filistin sarsılıyor
Filistin yanıyor
Ama Filistin ayakta
Kudüs Allahü Ekber suretinde
Aksa Mazlum ama dimdik
Emziği ağzında bebeklerle kolkola
Derimin altında
Damar damar çocuk mezarları
Derim ki Filistin toprağına denk
Ben derim ki : İntifada en yüce ahenk
Şimdi barış bir labirent çıkmazı hafsalamda
İki kuşun gördüğü bir düştü
Merhamet sokağında
Kuşlardan biri düştü
Vurularak kanadından şehrin öbür ucuna
7.YENİKAPI (Aksak Kürdi)
Güfte: Hasan Hüsnü Sula
Milyonlar meydandaydı bir çağrıyla beraber
Bir mahşerdi Yenikapı, hakikat mahşer
Tekbirler, Ya Allah. Bismillah. Allahu Ekber
Bu vatana can feda, Allah'a ahit olsun
Beş milyon haykırıyor: Tüm dünya şahit olsun
Albayrağım uğruna, yüzlerce şehit olsun.
Üçbeş tane satılmış varsın tuzaklar kursun.
Bu vatana can feda, Allah'a ahit olsun
Nolaydı bu sancağın alını dokusaydım.
Yeşil kuşlar misali Berzahta şakısaydım.
La tehaf Vela tahzen kavlini okusaydım.
Bu vatana can feda Allaha ahit olsun
8.BİR GARİPLİK HİKAYESİ
Güfte: Mecâzib (S.A.), Beste: Metâlib (Ö.T.)
Makam: Karcığar, Usul: Aksak
Sorduğum sual değil ya derdimin çaresi
Hekim tabip bilmiyor bu yare ne yaresi
Kanadına bağladım istersen sor kuşlara
Şu görünen ay değil civarının haresi
Çıksam ulaşsam göğe, işitirim sesimi
Sorsa bulutlar bana ya bu kimin zaresi
Yağmur dolu düşmeğe yer arıyor kendine
Dedim burada durur şu yüzümün karesi
Çıktım meydan yerine tuş etmeğe feleği
Geldi tuttu yakamdan dedi bu ne Daresi
Tükendi yazlık kışlık yok bir buğday danesi
İndim anbar içine yol vermedi faresi
Ünledim gelsin diye kim buranın dayesi
Dedi kimdir seslenen bunun nedir gayesi
Müjde isterim dedi açtı avuç ayesi
Dedim canım vereyim ancak olur sayesi
9.ÖZET
Söz: Sofu Şahan 3 Temmuz 2017
Kürdi Müzik: Ömer Tolgay 4 Temmuz
mevsim mevsim odalar var mahbesinde
her odada kalabalık yalnızları gördün
gelmez göze akan zaman bu nasıl
vardığın her vatan gurbet her varış bir sürgün
muradın rengini giyer baharda ağaçlar
dün olur yarının düşüne düşünce bugün.
gelirsin başka gidersin sonra başka yoldan,
neyi hayal ediyordun ve ne oldu
bütün yorgunlukları misafir eder
bunca sükunet bunca susuş ağlamak içün
sen büyüdükçe azalır hayatın lezzeti
omzunda biriken acıdır aslında öykün.
her şey kendi hakkaniyeti içinde doğar
ayrışırız ölümde; ya korkudur ya düğün
birde aşk var ateş içinde kaldığın derya,
serin suları ararken seraba düştüğün.
kısacık bir yolda bir ıslık misali hayat
bir varsın bir yoksun doğdun yaşadın ve öldün.
10.Şan (Mahur Marş) Söz: Akif İnan
Rüya gibi atlar ve erler vardı
Her bahar yürürdü düşman üstüne
Ülke coğrafyası bir dilim vardı
Yunusun Galibin soylu gergefi
Şanlı gözyaşları yıkardı içi
Yağmurla dönülür dualar vardı
Babalar amcalar kardeşler vardı
Anneler dayılar halalar vardı
Düğünler hamamlar halaylar vardı
Üstünde yol alan destanlarımın
Edepti yoğuran güzelliğimi
Zekattı üreten zenginliğimi
Bağlı olarak
Gül ve Bülbül (Mahur Semai)
Söz: Hicran Aksakal
Koydular bülbülü kafeslere Kırdılar kanadı saldılar derde Tutuşur yüreği aşk gelir dile Yükselip sevdası ulaşır güle
Attılar meydanın ortasına
Dediler dön dikenli bu sevda
Bakıpta ağlayıp semalara
Hu deyip boynunu büktü bülbül
Kıydılar bülbüle akarken kanı
Ah demez inlemez yansa da canı
Ay vurur parlar tertemiz alnı
Son nefes verirken gülümser güle
Duyulur bir ses gel der gibi
Gül ağlar gözyaşı rahmet olur
Hasretin sancısı yüreği sarar
Sancılar sevince dönüşür bir gün
Kayıt Tarihi : 22.1.2019 16:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!