Ruh kalbe seslendi halim haraptır
Nefsinin ördüğü başa çoraptır
Bu gönül o yüzden üzgün bitaptır
Nefse yenilenin cezası haktır
Kalbim cevap verdi her an berattır
Nefsimin gördüğü çölde seraptır
Susuz koydum seni çare çalaptır
Bana yön verecek Cenab-ı Hak'tır............Bülent ARKAN
Ruh nefsten muzdarip, kalpten yardım istiyor, kalp benim elimden fazla bir şey gelmez, bu mahkumiyetten kurtulmak, nefsi yenmek istiyorsak yaradana yönelmemiz ve af dilememiz gerek af kapısı her zaman açıktır, tek doğru yolu gösteren sadece Allah'tır .
Bülent ArkanKayıt Tarihi : 3.2.2017 10:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bülent Arkan](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/02/03/kalp-ve-ruh-2.jpg)
Denir ki hikâyede;
Sultan III. Mehmed zamanında, Rumeli'nin Yenice kasabasında mübarek bir zat varmış. Bu mübarek zat her ihtiyacı olan ona koşar, sıkıntısı olanın derdini giderirmiş.
Fakat tüm bunları yaparken, kendisinin de bir sürü derde müptela olduğundan ve halinden hiç şikâyet etmezmiş.
Günlerden bir gün, bu gönül eri dergâhın bahçesindeki havuzun kenarında otururken bir talebesi yanına gelmiş ve başına gelen bir musibetten şikâyet etmeye başlamış. O kutlu zat da, talebesine dönerek ondan bir bardak su, bir miktar tuz ve bir çorba kaşığı getirmesini istemiş. İstedikleri getirilince de, bir kaşık tuzu bir bardak suya atıp karıştırır ve tuzlu su dolu bardağı talebesine uzatarak;
“Bunu iç!” der.
Tuzlu sudan bir yudum içen talebenin hemen yüzünü buruşur ve “Efendim, su çok tuzlu, içemeyeceğim' der.
Sonra o zat yine kaşığı tuzla doldurur ve bu sefer havuza atarak karıştırır ve talebesine dönerek, havuzdaki sudan içmesini söyler. Talebe havuzdan kana kana içer.
“Nasıl, su tuzlu mu?” diye sorunca talebe
“Hayır efendim, gayet tatlı geldi” diye cevap verir.
O zaman, o mübarek zat talebesine şu ibretli nasihati verir:
“Oğlum, bir kaşık tuz, her zaman aynı acılıktadır. Fakat bunu bir bardak suda içmek, insana zahmet verdiği halde, bir havuz suda içince hiç hissedilmiyor. Çünkü tuz, havuzun genişliği içinde kayboluyor. İşte, göğsü bir bardak kadar dar insan, kendisine gelen bir kaşık tuz kadar dert ve belaların acısına tahammül edemez. Fakat göğsü havuz kadar geniş insan ise, kendisine isabet eden, bir kaşık değil, bir kazan tuz kadar belaları tatlılıkla karşılar, o dert ve belalar onun geniş göğsü içinde kaybolur gider de kimsenin haberi olmaz.”
Ne mutlu, bu edep sofrasından yiyebilen ve
“ölmeden önce, üzerinde taşıdığı emaneti asıl sahibine teslim edebilenlere!”
Ne güzel şeymiş “Kalp ve Ruh”…
Ne güzel yürekmiş Sevgili Bülent Arkan…
Nicelerine inşaAllah…
Sevgilerimle…
Mistik bir yaklaşımla kişiselleştirmenin güzel örneğinin sergilendiği şiirinizi ve sizi kutlarım Bülent Bey... Saygılarımla....
Selam ve saygılarımla.
Atalar sözü değil midir... 'Gözü aç olanı, toprak doyurur..'
O açlık ruhumuza sinmiş, içimize girmiş 'nefsin doymazlığı', bitmez, tükenmez istekleridir..
Allah korusun..
Öğüt veren güzel şiiri ve Kardeşimi kutlarım..
TÜM YORUMLAR (8)