Önce bin nazla kopuşunu göreceksin
Bale yumuşaklığı ile uçuşunu,
Düşüşünü duyacaksın gönül teline;
Bir kaç solgun yaprağın...
Bu yorgun hışırtı, bu sürekli titreyiş,
Dökecek sonunda hepsini biliyorum.
Sarının tonları kahverengiye çalacak
Alacak rengine toprağın.
Ah şu çarpıntısı olmasaydı kalbimin...
Çalı süpürge, paslı faraşla tanışacak
Yaslı parkın bir köşesende yanacak için için,
Dumanı çıplak dalları, külü toprağı,
Könpe yeşillere gebe bırakacak...
Hışır hışır, hışır hışır geceler boyu uykusuz.
Domur domur soğuk terler yok mu?
Yok mu kulaklarımda çınlayan tansiyon?
Her ilkin bir sonu olacaktır kuşkusuz,
Her sonun bir ilki var...
Ey hoyrat rüzgar!
Sondan önce bu kaçıncı istasyon
Ey şakaklarıma düşen kar,
Gönlüme çöken sonbahar!
Ah şu çarpıntısı olmasaydı kalbimin...
Hüznün bestelenmemiş en tatlı şarkısı
Ey pastırma yazında durasıca zaman
Güneşin donmalıydı bu son pırıltısı.
Yalnız kasımpatılar kaldı biliyorum,
Ebedi yolculuğun uğurlayıcısı.
Ah şu çarpıntısı olmasaydı kalbimin.
Kayıt Tarihi : 13.10.2002 13:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Özdemir](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/10/13/kalp-carpintisi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!