Kalkmışın siyaseti politikası olmaz Şiir ...

Mutlu Ayar
95

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Kalp ile beyin arasında kalan gençlik
Bugün kimlik çatışmasına yine onüç kurban verdik
Hey gidi memleketin yazgısını basan matbaa,
kendim bassaydım daha istikrarlı basardım,
Silkerdim bokonomiyi, ya ya yaa

Metroseksüel düzende gözle sümkürme çabası

Tamamını Oku
  • Evren Aksoy
    Evren Aksoy 13.06.2008 - 00:27

    iyiydik be dostum ama hayat savurdu bizi arıycam seni yarın :)) bi ara görüşürüz kardeşim

    Cevap Yaz
  • Mehmet Saribaglar
    Mehmet Saribaglar 12.05.2006 - 00:46

    Genç yetenek.Ufuk açık.Gelecek parlak.Yıldızın parlasın.
    Saygılar....

    Cevap Yaz
  • Caner Ocak
    Caner Ocak 18.10.2005 - 19:41

    Çok gereksiz bir tartışma olmuş.Gereksiz bir yorum okuması da oldu bu durumda...

    Cevap Yaz
  • Cem Gelir
    Cem Gelir 17.10.2005 - 15:38

    http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php? ek=ktp&haberno=4444 Onları okumuş gibi gözükme buraya yapıştırdığın metnin aynısını internette buldum :) Yazık, yazık... :)

    Ben kendim yazmış gibi mi gösterdim şimdi bu yazıyı ne dedim ben aşağıda (Yaşadığım gezegeni aşağılamakla geçti zamanım.Onun kaygısızlığını,suskunluğunu,ruhsuzluğunu kendi'me kanıtlamaya çalıştım.Çoğu kere hedefe yakınken becerim,yer çekimine yenik düştü.Tek başıma savaştığımı ordumun topu topu benden oluştuğunu farketmemin yol açtığı hırçınlığın oyununa geldim.Bu bir suikasttı.Öldürülmesi gerekendim...Diye devam ediyor Küçük İskender kendi yazım sürecini tanımlarken) bak alıntı yapmışım alıntı yaptığım kişinin isminide eklemişim...Ki Küçük iskender Omurgasız bir şairdir ve onu en iyi kendisi anlatabilir düşüncesiyle onun kendi varoluş sürecini kendi kaleminden buraya aktardım altınada kendi ismini ekleyerek.Yazılı ve görsel medayayı internetten takip etmek nasıl bir duygudur bilemem ben elimde bir obje olmasını tercih edenlerdenim yazıyı orjinalinden okumak istiyorsan 14 Ekim 2005 tarihli Radikal-Kitap ekini bul sayfa 22 yi aç ve 'İskenderi öldürmenin püf noktaları' adlı yazıyı oku bulamazsan ben sana göndereyim...
    (Bayanlara gelince onlar için söylediklerim şiirden bağımsızdı) hadi ya tekrar bak yazdığına (Bayanlar dersen bayanların şiirle uğraşanları aşkla, maşkla ya da feminizmle meşgul...) şimdi nasıl oldu da şiirden bağımsız tarif ettin bayanları parmakların beyninden o kadar hızlı çalışıyor ki hem de kendi yazdıklarını bile inkar edebilecek kadar hızlı çalışıyor parmakların beyninle senkronize çalışsalar eminim böyle bir sorun yaşamazsın.Bocalıyorsun dostum.
    ÇOCUKLAŞMA beyninin gri lekelerini görmek umuduyla...

    Cevap Yaz
  • Cem Gelir
    Cem Gelir 17.10.2005 - 05:24

    Yaşadığım gezegeni aşağılamakla geçti zamanım.Onun kaygısızlığını,suskunluğunu,ruhsuzluğunu kendi'me kanıtlamaya çalıştım.Çoğu kere hedefe yakınken becerim,yer çekimine yenik düştü.Tek başıma savaştığımı ordumun topu topu benden oluştuğunu farketmemin yol açtığı hırçınlığın oyununa geldim.Bu bir suikasttı.Öldürülmesi gerekendim...Diye devam ediyor Küçük İskender kendi yazım sürecini tanımlarken.(Sana argodan ya da küfürden oldukça yararlanan şairleri okumanı öneririm. Can Yücel, Metin Eloğlu, Küçük İskender... Bunları okuduğuna eminim... İşte şaşkınlığım bu yüzden…) diyorsun tamam da dostum ismini andığın kişiler için küfür ya da argo bir ifade biçimi değil bir var oluş şekliydi.Onlar küfreder gibi yaşıyorlardı küfreder gibi yemek yiyiyorlardı küfreder gibi sevişiyorlardı küfreder gibi sıçıyorlardı vs...Şiirinin son mısrasındaki alegoriyi biraz kazıdığımda ve altından da hiç te hoş olmayan çarpık bir anlayış çıktığını gayet öznel bir yorumla söylediğimde ne diye altına işeyen çocuklar gibi abilerine sığınıyorsun ki onlardan sana ne...Hem madem benim anladığım gibi değildi de ne diye şiir yazan bayanlar ile ilgili o yorumu yazdın?( Bayanlar dersen bayanların şiirle uğraşanları aşkla, maşkla ya da feminizmle meşgul... Nereden gelecek akıllarına kıç dolması... Ha bir de dolma sözünü duyunca yok ben rejimdeyim derler ayrı konu... Tabi pornogrofik açıdan dolma sözcüğünü kullandığımda hangi rejimden sözediyorum orası önemli değil...) sonra birde şöyle bir cümle var (Başkaldırı ve kıçkalkmasını deyimsel anlamlarından sıyırıp çağrışım ve alegoriden yaralanarak saptırdım… Onların kendi anlamlarını doğalarından kaynaklanarak birleştirmeyi düşündüm.) baba ne diyorsun sen yahu allah aşkına bu nasıl bir cümledir?sonra bir de şu var(Şiirin tümüne baktığımızda Türkçenin nereye çekersen oraya uzar özelliğinden yararlanma var...) Hayır canım Türkçenin öyle nereye çekersen oraya uzayan bir özelliği yok asıl esnek olan bakış açın nasıl görmek istiyorsan öyle bakıyorsun Sorun dil değil Sorun dilin ya da sesin sembollerinin bilinç altına yanlış kodlanmasıyla ilgili...Tökezleyince hemen topu taca atmayın 'ama dilimiz esnek ne yapalım' yok öyle bir şey.

    Bende bir çeşit başkaldırı var evet, kaldırdım
    Onlarda da kaç çeşit kıçkalkması
    Bu iki kalkanı birleştirirsek, adalet
    Benim başım gider
    Onlarınki olur kıç dolması, ha ha haa

    ....ne anlayacağım ben burdan işte şair burada çok güzel bir yemek tarifi vermiş öyle mi?Yani hiç görmedik değil mi dolmaların nasıl oyulduğunu sonra içinin nasıl doldurduğunu. Evet yaa çok fitneyim ben hani maçlarda da diyorlar ya 'fincanı taştan oyarlar ..............lar'Meğer taraftarlar geleneksel bir el sanatımızdan bahsediyormuş.Yani şimdi bu eylemin bu şiirde kullanılışı anarkoseksüel bir çağırışıma tekabul etmiyor öyle mi? haa bir de şu cümle var(İşte burada şairin toplumsal kavramsal ve şiirsel açıklamaya başvurması gerekiyor…) Abi bu nedir ya bu ne coşkunluktur kim getiriyor sizi gaza? EZBERİNİ BOZDUĞUN BİR GÜN BELKİ AYNI MEVZİDE OLABİLİRİZ…Şimdilik sadece uzaktan kıçının kalkışını seyretmeye devam edeceğim.



    Neyse son sözü Selim Abiye vereyim

    ''şeyy'' diyor biri ''amuda da kalkar mısınız? ''
    ''adım Şakir'' diyorum ''törpü taşımam! ''

    Cevap Yaz
  • Mutlu Ayar
    Mutlu Ayar 17.10.2005 - 02:07

    Kelimeler bilinçaltımızı ele veren izleklerdir.

    Kelimeler istediklerini ele versinler bilinçaltının açığa vurumundan kimse endişeye kapılmaz kompleksli olanlar hariç... Ki şu sıralarda “bilinçaltını bilinçli kullanmak isimli bir yazı üzerinde çalışıyorum bu dediğine orada da değiniyorum.

    Şiirde bir işgalciden bahsediyorsun ve onun kıçını alegorileştirip içine kendi kalkan kısmını sokup aşağılıyorsun

    Aslında şiire yapılan bu yorumları talihsiz buluyorum çünkü sana şiirimi yanlış anlamışsın ya da anlayamamışsın diyeceğim bu da bir şiir için çok normal... Ben kendi adıma şiirleri anlamaya asla çalışmam... Onların bana ulaştırdığı sonuç anlamına değil küçük anlamlarına ve sözcüklerin getirdiği çağrışıma bakarım. Yalnız karşı söylemler anlaşılma açısından şairin dile getirdiklerini yanlış ya da eksik söylüyor ya da çarpıtıyorsa, yani çamur atıyorsa :) İşte burada şairin toplumsal kavramsal ve şiirsel açıklamaya başvurması gerekiyor…

    Şiirde şundan bahsediyorsun bundan bahsediyorsun şunu yapıp şunu söylüyorsun gibi ifadeler elbette yalnızca senin anladıkların... Yani benim yazdıklarım ya da söylemek istediklerim değil. Bir başkası okur bir başkası da şunu yapmış bunu etmişsin der. Bu kaçınılmaz bir durum ama bizim bu şiiri burada tartışmamız benim seni ikna etmekten ve senin benim şiirimi öznel olarak eleştirmekten öteye gitmez... Bu açıdan geleneksel tartışmalar dışında, teknik tartışmalar dışında sanal ya da dergilerde yapılan iki tarafın da birbirini ikna etmeye çalıştığı tartışmaları gereksiz bulurum.

    Ben bir şiir çözümlemesi yapmaktan asla hoşlanmam şiir çözümlemeleri demek de bana çok kavramsal ve sınırlayıcı gelir. Ama şiir yorumu yaparım çünkü yorum adından da anlaşılacağı gibi özneldir, ama çözümlemenin nesnel olması gereklidir. Yalnız bir şiir sahibi olarak yazdığım şiiri anlatıyor olmam benim açımdan düşünülünce bu duruma çözümleme denilebilir. Ama böyle anlanması gerekmez sözünü de işin içine katarsam benim kendi şiirimi çözümlüyor olmam da pek bir şey ifade etmez ve bu da yorumdan öteye gitmez.


    Bende bir çeşit başkaldırı var evet, kaldırdım
    Onlarda da kaç çeşit kıçkalkması
    Bu iki kalkanı birleştirirsek, adalet
    Benim başım gider
    Onlarınki olur kıç dolması, ha ha haa


    İlk dizedeki başkaldırı bölüm içinde yaptığım sözcük oyunundan dolayı sende kavram kargaşasına yol açmış ve sanırım şiir okuduğunu unutmuşsun :) Buradaki başkaldırı bizim günlük hayatta da kullandığımız isyan ve kabullenmeme... Yani burada senin sözünü ettiğin bir alegori yok aslında (alegori son dizerle doğru oluşuyor yani tümünde var benim de yapmak istediğim bu) alegori olsa bile bu şiir olduğu için var; düzyazıda okunduğunda asla alegori oluşmaz bu deyimde… Tabi normal bilinçaltılar için :) Ama dediğin gibi bilinçaltın kendini ele veriyor ve sen o anladığın şeyi anlıyorsun… :) Senin bana göre yanıldığın nokta da kıçkalkması diyerek bölümü sürdürdüğüm nokta... Burada şu anda beni bağışlasın adını unuttuğum bir anlatım sanatını gerçekleştirdim; yani ilk dizedeki başkaldırı kendi anlamında bir başkaldırı (ki senin anladığın gibi anlaşılsın diye birleşik yazdım.) Onlardaki kıçkalkması da sen yine burada alegoriyi konuşturmuş ve bir resim canlandırmışsın... Hâlbuki buradaki kıçkalkması da kendini büyük, üstün görme, burnundan kıl aldırmama anlamında; yani kendi deyimsel anlamında... Burada ise zekânın bir getirisi olan (kendimi övmüyorum zekâ da kol, bacak, ayak beyin gibi olması gereken ve kullanılması gereken bir yeti :) Başkaldırı ve kıçkalkmasını deyimsel anlamlarından sıyırıp çağrışım ve alegoriden yaralanarak saptırdım… Onların kendi anlamlarını doğalarından kaynaklanarak birleştirmeyi düşündüm. “Bu iki kalkanı birleştirirsek adalet benim başım gider” (burada düşünce suçlularını, düşünce yüzünden asılan insanları, düşünce adına mahkûm olan insanları düşünebiliriz adalet derken yani hay adaletine kızıma söylüyorum gelinim sen anla olayı…) . “Onlarınki olur kıç dolması” (buradaki dize de tamamen nükteye başvuran çağrışım yoğunluklu ve argoyu oluşturan bir dize) ... Şiirin tümüne baktığımızda Türkçenin nereye çekersen oraya uzar özelliğinden yararlanma var... Yani kıç dolması tanımı bu anlamda senin 'Argo dilin mevcut kelimelerinin anlamlarını deforme ederek çağrışım yoluyla başka anlamlara ulaşmaktır' tanıma birebir uyuyor öyle değil mi? Bak nereye çekersen oraya uzar deyimi de bu şekilde kullanılabilir ama iyi bir kurguyla...

    Senin şimdi bütün yattığımız kadınlar kirlimi sorunu şiirime yapılan bir haksızlık olarak görüyorum. Çünkü bu şiirin şiirsel ya da toplumsal yönde tartışılmasında bana göre böyle bir sorunun yeri olmaması gerekir. Söz konusu olan yazının bütün sosyolojik, toplumsal, ekonomik, dönemsel, şiirsel niteliklerini tartışmayıp yalnızca olayı penis konusuna büründürülürse benim bu açıdan söyleyeceğim açıklamak isteyeceğim bir şey olamaz. Sana argodan ya da küfürden oldukça yararlanan şairleri okumanı öneririm. Can Yücel, Metin Eloğlu, Küçük İskender... Bunları okuduğuna eminim... İşte şaşkınlığım bu yüzden… Bu tartışmaya yalnızca sen olduğun için giriyorum sen olmasaydın şiirlerimin altında şiirimi savunuyor gibi bir izlenim vermeyi ya da böyle bir şey yapmayı ben kendi adıma yediremem. Taşlama özelliği olan yalnızca küfür ve argodan güç almayıp onları yalnızca nokta olarak kullandığım şiir için senden daha farklı olayı yalnızca penis ya da homoerektus tartışmasına indirgemeyen farklı bir bakış açısı beklerdim. Bunu lütfen bir hayıflanma olarak algıla…

    Cevap Yaz
  • Cem Gelir
    Cem Gelir 16.10.2005 - 05:07

    Eğer argoyu bir küfür ve küfrüde cinsellik olarak algılıyorsak tabiki yazacağımız argolarda sokmak ve çıkarmak ekseninde gidip gelir ve maalesef cinsel kimliğimizin dışavurumundan öteye gitmez.Kelimeler bilinç altımızı ele veren izleklerdir.Şiirde bir işgalciden bahsediyorsun ve onun kıçını alegorileştirip içine kendi kalkan kısmını sokup aşağılıyorsun.Penisini bir yerlere sokunca orası ya da o kişi aşağılanıyorsa o zaman birlikte olduğumuz kadınların hepsi kirlendi dostum.Penisine böyle bir misyon yükleyen kişiler kadınları rejm(töre infazı) etmiyor mu dostum sende kullanmış olduğun imgelemlerle bu çarpık anlayışı cilalamış olmadın mı?Hayır argonun cinsellikle bir kardeşliği kan bağı yoktur aksine Küfrün cinsellikle bir kardeşliği vardır .Argo dilin mevcut kelimelerinin anlamlarını deforme ederek çağrışım yoluyla başka anlamlara ulaşmaktır.Hulki AKTUNÇ'unda belirttiği gibi 'toplumsal yasaların boşlukları, satır arası beyazlıklarıdır' .Ya da daha edebi bir tanımla Ferhan ŞENSOY'un tabiriyle 'dilin garnitürü'dür.Popüler kültürden çok bilindik iki örnek Cem YILMAZ'da sahnede argoyu kullanıyor Mehmet Ali ERBİL'de peki sence hangisi penisini aşağılamak için kullanıyor?Veya Ferhan ŞENSOY'da oyunlarında argoyu kullanıyor Nejat UYGUR'da sence hangisi penisini aşağılamak için kullanıyor?Örnekleri çoğaltmak mümkün.Halkın sosyolojik birikimini resmetmek için homoerektus(HOMO:İnsan EREK:Dik) evresine dönmeye gerek yok diye düşünüyorum...

    Cevap Yaz
  • Mutlu Ayar
    Mutlu Ayar 16.10.2005 - 01:51

    Cinsellik mi dedin; yoksa argonun cinsellikle olan kardeşliğinin bizim kuşağa yansımasından bir çıkarım mı seninki?

    Cinsellikten anlamam ama benim işim argoyu kullanmak ve klişeleşmiş argo sözcüklere bağlı kalmamak... Yani kıç dolması bağdaştırmasını fiziksek olarak gözünde canlandırdığında aklında hangi resim canlanır bilemem, ama bu bağdaştırmayı şiirsel olarak canlandırıp şiirdeki vurgulanmak istenen anlama oturttuğunda pornografik bir resim mi canlanır gözünde; yoksa yıllardır süregelen, halkımın oluşturduğu sosyolojik bir kıç dolması resmi mi?

    Bayanlar dersen bayanların şiirle uğraşanları aşkla, maşkla ya da feminizmle meşgul... Nereden gelecek akıllarına kıç dolması... Ha bir de dolma sözünü duyunca yok ben rejimdeyim derler ayrı konu... Tabi pornogrofik açıdan dolma sözcüğünü kullandığımda hangi rejimden sözediyorum orası önemli değil...

    Cevap Yaz
  • Cem Gelir
    Cem Gelir 15.10.2005 - 05:57

    Cemal SÜREYA 'Burkulmuş altın hali güneşin'şiirine şöyle başlıyor__Sen bir çocuksun,annen sinirden bir de sevinçten doğurdu seni yırtılan ipek sesiyle__Bizim kuşak işi sinir gıdıklanmasından öteye götüremediği için cinsellik bizde boşluk doldurmaktan öteye gidemiyor haliyle...Bu mantıkla bu şiiri bir bayan yazsa şöyle biterdi sanırım...BİZİMKİ KABAK DOLMASI.

    Cevap Yaz
  • Evren Aksoy
    Evren Aksoy 12.09.2005 - 03:38

    bence cemal süreyya

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta