Derin bir sızı var seni sakladığım yerde,
İçimdeki ateşin küllendiğini sansamda arada bir alevlenir durur,
Ne gecem biter, ne gündüzüm.
Gün batımı seher vakti gelirsin aklıma.
Kalk gidelim buralardan,
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
O "dağ başı, kırmızı kiremitli ev, tüten ocak"
Kim bilir kaç sevenin,
Kaç kaçmaya meyilli sevdanın rüyası...
Mutluluk denen şey
"Kalk gidelim" dendiğinde kalkıp gidenin hakkıdır bence...
Rüyaları gerçek etmek budur, cesaret işidir bir bakıma...
Tebrikler Gülay Hanım...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta