KALK ASLANIM BU UYKUDAN
Kendini kocamış kurt sanıp,itlerin alayına katlanan,
Ey dişim yok sanıp,Çakallara maskara olan,
Ey izzet sahibi iken inine çekilip zelil olan,
Silkinmen yeter çakala,kalk aslanım bu uykudan.
......
Sen kocamış kurt musun ki bu zillet sana reva?
Dişim yok mu sanırsın,ciğer söken pençen hani ya?
Yürek komazdı hasmında,kükresene sesin var ya;
Naran yeter çakala kalk aslanım bu uykudan.
....
Sen kralısın ormanın,yakışmaz ininde inziva sana
Bekler adaletini sana güvenen aciz tabya,
Ama yahut sağırmısın yavrusu alınmış ana kapında,
Hükmün yeter çakala,kalk aslanım bu uykudan.
....
Sen çekildin meydandan yavrusu boğulmuş analar yanar,
Mazlum hamisiz kalmış,zalimin zulmu yanında payidar,
Koparılmış yavrular analardan,cedler boğulmuş nesiller yanar,
Gölgen yeter çakala,kalk aslanım bu uykudan
Aldığın yaralardan muzdarip midir hala; Güçlü bedenin,
Yara ihanet yarası,Yitikdir,Hasmını çıldırtan basiretin,
Tapulumu derdin bedeninde,KOV; Müraidir tabibin,
Cesedin yeter çakala,kalk aslanım bu uykudan.
.......
Alem korkak sen ces'ursun Hazret i Alidir rehberin,
Hazreti Hamza,Hazreti Ömer,binbir cihangir öğretmenin,
Sırtın yer görmedi kat'a galibi sendin tüm cenklerin,
Gücün yeter çakala,kalk aslanım bu uykudan.
.....
Alem cahil sen alimsin Hazret i Peygamber rehberin,
Her ilmin sırrı sende Elif ba sı sendin fennin,
Mesafe yolda alınır,onlar jetmiş,sen füzesin,
İlmin yeter çakala,kalk aslanım bu uykudan.
......
İsmail’im ben yanarım sövdürtmem ceddime kat'a
Gücüm yetmez bir başına,zulmü payidar zalim yanına,
Kendini koca sanan aslan,KOV müraidir telkin verenin,
Dur demen yeter mel'unata,alem muhtaç bu itiraza.
30.03.93 Turhal
Kayıt Tarihi : 29.9.2009 02:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirimi 93 de yazmıştım bakıyorumda aslanın bu uykudan uyanmasına ne kadar ihtiyaç var
Bazen anamın resmini görürüm
Bazen de babamın nasırlı ellerini.
Dalarım işte öylesin zaman zaman
kah bugday tarlasına, kah hayallerine.
söylenirim kendimce, yoksa şarkı mı söylüyorum
dalıp giderken gözlerim. ellerim uzanıyor
bir elim diğerini tutmuş, gibi,
ellerini tutuyorum bazen de sarı başakları.
hani diyorum ya vay anasını,
kenarından geçerken son model arabalar,
özlemini çektiğim günler yerine
bazen toprak kokusunu, bazen agır tezek kokusunu
ciğerlerime.
babamın çömelişleri gelir gözlerimin önüne
çarığı gibi yırtık parmaklarında
yaktığı sigarasının dumanında
gözleri uzaklara dalarken
köşede babamı gözetleyen anamda durgun
artık düzelmeyen kambur beliyle
elinde çalı süpürgesiyle
süpürürken bazen yerleri belki de bazen hayatını
toz toprak zamanıdır harmanın oldugu zamanlar
kuş sesleri karışır zaman zaman yanık bir aşk türküsüne
kahreden yalnızlıkların hırsıyla
bazen topraga vururum kazmayı, bazen de kaderime
iki damla yaş dökülür gözlerimden
anam biter yanı başımda de hele oglum neyin var diye
yok ana bir şeyim yok derim ama yine de
ama gözlerin ıslaktır senin oğul.
diyemem ki seni özlediğimi diyemem ki
...uyanacağı yok...
...coşkunu ve hayalini kutlarım
Haşa!
O kurt ki, elden ayaktan düşmesine razı olmaz, parçalar öd kesesini kendisini zehirler, yine teslim olmaz!
Ne var ki 'akkurtlar' türedi memlekette İsmail Bey, Kardeşim.. Bozkurt beklemede.. Günü gelince çıkacaktır meydana, hiç kuşkunuz olmasın..
Çok güzeldi. Kutlarım Kardeşim..
Kutluyorum.
Mazlum hamisiz kalmış,zalimin zulmu yanında payidar,
Güzel şiiri yeniden okumak çok keyifliydi. Tebrik ederim.
TÜM YORUMLAR (8)