Uzun süre oldu sanırım ceketimin o iç tarafına sakladığım kalemimi çıkarmayalı. Her defasında kalemimin ucu köreldi, ucu bitti diyerek kaçdığım bu anlardan şimdi yine yüz yüze kaldım. Bu sefer uzatılan kalemtraşta sanki farklı bir tat vardı. Bu bildiğim bir kokuydu. Bu duygularımın gevrek kokusuydu sanki...
Günlerden bir gün tam bitti, herşey buraya kadarmış dediğim anda buldum uzattığın kalemtaşı. Kendimi o kadar kaptırmışım ki Êle, kendi ellerimden vaz geçmişim. Kendimi 24 saat çalıştırıldığım bir kuyunun dibinde buldum bir sabah gözümü açtığımda. Sonra tekrar gözümü kapatıp aynı yolu mekik dokuyarak devam ettiğim bir an yukarıdan bana doğru fırlattığın kalemtraş uyandırdı derinlerden. Kalemtraşı görünce aklıma iç cebimdeki kalemim gelmişti nedense. Açmayı denedim açamadım. Açmam için aklımı doğru anda kullanmalıydım. Düşündüm.. Düşündüm.. ve buldum sonunda. Meğerse o kalemtraşın içerisinde sıkıştırılmış ufak bir not varmış. Aldım notu okudum. Sonra kalemimi açtım ve bu sefer işimi sağlama alarak sivri uçlu yaptım. Uzun zamandan sonra ilk, o gönderdiği notun arkasına kısa bir yazı yazıp ona geri vermek için sakladım notu. Kalemi çıkarmıştım artık, Geri dönüşü olmadan yazıcağım anları bekliyorum. Kalemtraşım bana hiç vazgeçmemem gerektiğini ve yazmak için kalemi doğru anda tutmamı sağladı.
Ama dedim ya kalemi o ilk açtığımdaki duygularımın gevrek kokusu hala gitmedi...
Arif Çiçek
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta