Yüzyıllık şamdana bağdaş kuran mum,
Kafam gibi, karmakarışık masama gözlerini dikerken,
Kalem kağıda içini döküyordu.
Hey gidi günler hey! Diyordu.
Oysa tıpkı iyi insanlar gibi,
Güzel atlara binip göçmüştü seneler.
Kalem,- gecenin sağır anlarında;
Ya bir mum ışığında ya da bir gaz lambasında,
Hasretimizin vuslatı gerçekleşirdi kağıt. Dedi.
Gözyaşlarını kağıdın içine akıtarak.
Oysa ölümsüz sevdalar bırakmıştı yerini heveslere,
Ne ciğer yakan hasret kalmıştı, ne de bayramlık vuslat.
-Bazen askerdeki oğula,
Sıla özlemini dindirecek nameler
Sızardı, yüreğimden yüreğine. Dedi,
Gözlerini kağıdın gözlerine değdirerek.
Oysa telefon gelmişti kulaklara,
Ne sıla bırakmıştı, ne de sıla özlemi.
-Bazen sevda olur, çiçek açardım üzerinde.
Aşıktan maşuka yol bulan gönül namelerini,
İlmek ilmek dokurdum bembeyaz göğsüne. Dedi,
Elleriyle kağıdın ellerini tutarak.
Oysa mesaj dokunmuştu parmaklara,
Kopyala yapıştır aşklar yer etmişti, yüreksiz kalplerde.
-Bazen de araf’ta kalmış mustağriplerin
Ruh iniltileri duyulurdu sayfalarında.
Beyni kemiren sorular çınlatırdım duvarlarında. Dedi,
Sessizce kağıdın kıyısına başını koyarak.
Oysa Google girmişti hanelere,
Ne kafa yormak kalmıştı, ne de düşünecek kafa.
Ey kağıt! dedi kalem,
‘Söz uçar yazı kalır.’ da göç eyledi Öte’ler diyarına.
Ne ben artık eski benim, ne de sen eski sensin.
Bekleme artık beni, kavuşmamız mahşere kaldı. Deyip,
Derinden bir of çekerek, gecenin karanlığında kayboldu.
04.02.2018 saat:01.58
Kayıt Tarihi : 13.3.2019 18:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Keyfe Keder](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/03/13/kalemin-figani.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!