Herkes koca bir şehirdi kendi içinde.Bazılarına kendi sokakları yabancı,bazılarına ezber, bazılarına labirent.Birbirlerinin içlerinden geçtiler,birleştiler,kesiştiler.Kimi ezberlerine yeni ezberler kattı,kimi imkansızlıklar,zorluklar,çıkmazlar yarattı...Hasarlar bıraktılar birbirlerinde.Kimileri de yıkıp yağmaladılar...Kendi çıkardıkları toz bulutunda kaybolup gittiler.
Hüznüm,sarı güllerimden ve kırçiçeklerimden bana kalandır.Onlarla hayata gülümseyebildiğim zamanlar en büyük mutluluğum.Kapımın kilidi yoktu benim.Gönlümün de.Bazen çat kapı misafir ettiklerim de oldu.Onları da ekledim kendime.Hüznümden yana hiç şikayetim yok.Çünkü o en yakınımdır.Yıkıp yağmalamadığım,her zaman yanıbaşında olduğum hayatlardan,bazen de güle oynaya geçtiğim sokaklardan bana kalandır.
Kalemim dedi ki...Üzerinden düşen her bir parça bulur yerini,bırak savrulsun gitsin...Kendi sahnenin perdelerini aç.Artık kimsenin değil,kendinin işçisisin.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta