Merhaba sevgili günlüğüm✍🏻
Morum, kırmızım, beyazım, siyahım..
Merhaba gündüzüm, gecem…
Yeşilim, entarim, şalım; sar sarmala beni. Kocaman kucakla, işte ben geldim gözümüz, gönlümüz aydın olsun.
Seninde beni özlediğini biliyorum.
Bilmediğimiz o kadar çok şey var ki hayatta; fakat özlemi, özlemin ne olduğunu bilmek bilmediğimiz çok şeyin yanında belki de en önemlisi…
Özlem deyince şöyle omuzlarım kendiliğinden bir yükseliyor, sonra başım sağ omzuma yaslanıp orada öylece dakikalarca kalmak istiyor. Sende de böyle duygular oluyor mu sevgili günlüğüm?
Ve yeniden sana, bize merhaba…
Merhaba kağıdım, kalemim, hislerim merhaba✍🏻
Sana olan özlemim anlatılır birşey mi sevgili günlüğüm…Her satıra sevgili günlüğüm yazsam özlemimi dile getirmiş bile sayılmam,
başımın tacısın.
Senin tarafından bakılınca, yazmadığım günlerde nasıl görülüyorum bilmem ama tüm kalbi duygularımla samimiyetime inan ki bu şöyle;
eksik oluyorum yazmadan, ya da eksik hissediyorum kendimi; kendimden alamadan.
İnsan bir kere tutulmaya görsün gündüze ve geceye; gündüzü, geceyi kalbime getiren kalem varya alemi göğsüne birer ikişer indiriyor.
Gezegenlerin dönüşü, ay’ın, güneş’in tutulması,
okyanuslar, okyanusların içinde ki balıklar, toprağı eşeleyen minik karınca, yağmurdan uzaya uzaya çıkan solucanlar hepsi kalemin ucunda… Gökyüzü gibi dimdik durmalısın, gelip geçen duyguların arkasında.
Her biri yağmura gebe bulut gibi, gözlerimden yaşlar şıpladı, şıplayacak kadar gökyüzü olmak lazım hem kalemin yanında, hem de hayatın karşısında…
Bazen hayatın cilveleri bile şaşırmalı duruşuna, onurun okşanmalı dik duruşunla, böyleyken böyle sevgili günlüğüm✍🏻
Bir selam vereyim sana dedim ama İstanbul semaları çınladı akşam ezanı sesleriyle, huzura çağırdı Mevlamız… Şükreden kullarının safında yer almak lazım bu saatlerde, akabinde Libadiye caddesinde güzel bir akşam yürüyüşü ışıltılı avize dükkanlarının önünden ıslanarak yürümek isterim müsaadenle bu akşam, iki kelam daha edelim vakit oldukça buluşalım, hislerde ve
buram buram içinde yaşamamıza rağmen, gündüzü ve geceyi, gündüze ve geceye hasret çekiyoruz neden’ini, niçin’ini bilmeden…
Yağmur yağdı gün boyu İstanbul’da sevgili günlüğüm… Seher vaktiydi arka balkonun kapısını açtım mis gibi soğumtırak bir hava esti önce yüzüme… Sonra yağmuru emen toprağın kokusu tenime ilişti, ağaçlardan yapraklara düşen her bir yağmur sesinin toplanıp çıkardığı ses ile yumdum gözlerimi.
Dinledim âlemi…
Yağmur ilâhi sesle konuşuyordu.
Kalbim anladı ama kaleme aktarmak zor olandı.
Toprak ve yağmurun kokusu ve yeşillikten çıkan filiz kokuları götürdü gözlerim kapalı bir yerlere.
Bak o yerleri anlatmam da zor.
Yazıda zorluklar da var elbette; ya da kalem bazı hislerin kendinde kalmasını istiyor da olabilir, kalemime saygım sonsuz…
Neden diyemem, niçin de demem.
O, ne isterse o, o, neyi yazarsa o…
Öteye geçemem…
Sanırım her insana verilen kıskançlık hissimi burada kullanmak istedim ve bizde filizlenip susuzluğumuzu giderelim kalem ile kağıt buluşsun istedim, yağmur örnek oldu her damlası ile bugün Fransızca dersime giderken ki kalemi elime aldım işte bu saatlerde, yazarız nasipte varsa vesselâm.
Hülya KırklaroğluKayıt Tarihi : 28.4.2024 20:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!