Tükenmiş kalemim doğruldu
Mat ve solgundu
Yorgundu
Dimdik durdu
Işıltısı bile kesen kılıçların karşısında
Kahkaha attı saklanan sır
Aldırmadı kalemim,
Mürekkep sızdırarak ilerledi
Yerde bir harita belirdi
Sessizliği bozdu,
Düşünceli kuzgunların şarkısı
Yay gibi gerildi kalemim
Gerçekti bilinmeyen
En büyük düşmanının ardındaydı
Kahkaha attı kılıçlar
Yazacak mürekkebi kalmadı
Seslendi; Ey bilinmeyen! Ey saklı sır!
Yolun sonu burası
Konuş benimle...
Öyle hüzünlü ve tatlı bir ses geldi ki
Kalemim ağlamak istedi,
"Kim olduğunu bilirsen seninle konuşurum.
Kimsin sen?"
Bir hakikat uyandı.
Ben kimim?
Bilmiyordu kalemim...
Kuzgunlar sustu.
Ağır ağır tekrar yola düştü kalemim,
Kendini aramaya.
Düşündü,
Bilinmeyen neden en büyük düşmanının arkasındaydı
Sır neydi
Basit bir kalem bunu öğrenebilir miydi?
Not etti zihnine;
Bilinmezliğin kesinliği muhakkaktı.
Işıltılı kılıçların ardındaydı
Ve saklanan gizli sır,
Herkesin gözünün önündeymiş de,
Kimse görmüyormuş gibi
Kahkaha atıyordu.
Kayıt Tarihi : 23.8.2018 18:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!