Kalem 'Tükenmez mi? ! '

Kadir Albayrak
401

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Kalem 'Tükenmez mi? ! '

Geçmişle muhasebe! .. Yaşanılan günde pek kolay değil! ..
Şartlar şekil değiştirmiş, ne varsa o günlere ait sandıklara gömülmüş
Vakta ki; biri karıştırıp eline alacakta, sözüm ona “o günleri” yad edecek! .. Pöh! ..
***
Parmaklarım bilgisayarın klavyesinde dolaşırken, gayri ihtiyari mazinin eteklerinde “duygularımın” kalemin ucundan bembeyaz kağıtların bağrına dökülüşünü hatırladım! ..
Ne günlermiş be! ..
Birine mektup yazıp “nasılsın” diye sorduğumda “iyiyim” cevabını ancak on/onbeş gün sonra alabiliyordum, hatta cevabi mektup elime geçmeden belki de verilen cevabın bir anlamı bile kalmıyordu.
***
Aşkları, sevdaları yazıyordu kalemler, hasreti, özlemi yazıyordu
Yazamadıkları da vardı mahcubiyetten, hatta yazıp daha sonra üstünü karaladıkları
İpek mendillerin üzerine çizilmiş “kalpler” ve kalpleri tam ortasından delip geçen oklar! ..
Teknoloji gelişip değiştikçe kırılıverdi kalemlerde birer birer
Çok direndim çok savaştım ama nafile
Artık kalem tutmuyorum parmaklarımın arasında, parmak uçlarımla tuşlara basıyorum “mekanik sesleri dinleyerek”
Evet! .. Daha rahat olduğu inkar edilemez lakin, nostalji ve hatta o hazzı kaybetmiş gibiyim! .. Kalemin kağıt üstündeki çizikleri adeta kalp atışlarının ritmini hissettirirdi, ama şimdi öylemi ya? !
***
Printer canavarı ağzıyla harfleri vura vura kağıtlara monte ediyor artık, hissiz ve duygusuz! ..
Kah mavi yazardı kalemler kah siyah! ..
“Tükenmez” diye kandırmışlardı bizi elimize tutuşturdukları kalemle, oysa tükenmeyen “duygularımızmış! ..”
Hesaba kitaba yaren edemediğim kalemi, ömrüme mihmandar etmiştim farkına varmadan. Can ciğer kuzu sarması dedikleri bu olsa gerek! .. Sırlarımın gizli ortağı, afakanlarımın kovucusu ama feryadımın susturucusu oluvermişti.
Halen, hiç olmazsa müsveddeleri kalemle yazmaya çalışıyorum. Hani sanki “kalem olmazsa” hissettiklerimi ifade edemeyecekmişim gibi bir his var içimde ve buna engel olamıyorum! ..
Serde “dinazorluk” olduğundan değil ha! .. Olsa olsa yılların alışkanlığıyla kendi aralarında “entegrasyon” sağlamış bu “kalem-yürek” birlikteliğine son veremiyorum! ..
Alem’de milyonlarca kalem olsa ne gam! .. Acun büyük! ..Bağrında taşır elbet
Ya; bir kalemin cümle alemi “kursağında” taşıması nasıl izah edilir?
O; yazdıranın yüreğini kopyalayan mükemmel bir alet, itirazsız, mütevazi, muti ve sır dünyası geniş
Acılara hamallık ederken, mutluluğa köprü olabilmek onun kudret ve inisiyatifinde
Çakının keskin yontuşlarını “şefkatle okşayış” gibi algılayan garabet, bazen sivri bir mızrakmışçasına saplanır yüreğin en hassas yerine, bazen de meltem rüzgarı gibi sarıp sarmalayıverir insanı
Çöllerde ki kum taneleri kadar anlatacakları vardır, yağmur damlaları kadar da “kiler’de” beklettikleri! ..
Lakin aşinadır “kelimenin birine”, onu bir başka şevkle, bir başka istekle yazar! .. yazarken okşayıp sever onu.. yazmadığı anlarda yatıvermek ister kelimenin üstüne! ..
Bazen “bir isimdir” o, bazen “bir dilek! ..”
Yazanın “yüreğinin rengini” alır bukalemun misali, kraldan çok kralcı kesilir sebepsiz! ..
***
Yaşadığım anlarda mı kullandım kalemi, ya da kalemi kullandığım anlarda mı yaşadım bilmiyorum, ama bildiğim tek şey, “kalemin” benim ömrümde var olan koskoca boşluğu tek başına doldurduğudur! ..
Ölüm kararından sonra nasıl ki yargıcın elinde kırılıp ikiye ayrılırsa, tebessümü taşımak içinde bin parçaya bölünür çırpınarak! ..
Dünleri yaşattığı gibi yarınların programına hakimdir, yargılama onunla başlar ve hüküm onunla verilir! .. Zindanların tarifinde “gardiyan” o’dur! ..
Bazen umutların “doğurganı” şark, bazen o güneşi yutuveren garp gibidir
Ve tükenmemişse kalem “sebebi yürektedir! ..”

Kadir Albayrak
Kayıt Tarihi : 12.9.2008 02:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kadir Albayrak