KALEM
Ne bu surat, gülüm, nazik kalemim!
Ne kötülük yapmışım elif boyluma!
Seni etkiler miymiş ipek sözlerim?
İşlemez, derlerdi; ipek kurşuna!
Neden döküyorsun gözyaşını kara kara?
Gözyaşı dediğin kurşundan bir damla?
Mest ediyorsun beni servi boyunla,
Dertleşelim gel seninle, şiirlerde baş başa!
Bitmez hazine; tükenmez kalemim,
Acıktıkça, seni besler mürekkebim,
Donduğunda, ısıtır seni, dudaklarım!
Tuttukça seni, sözüm geçer her kumaşa!
Ağladıkça kavrar seni ellerim,
Susarsın ellerimde dolma kalemim,
Geçmezse hükmün taşa ey sevgilim,
Gör, bak; neler neler yazılırmış taşa!
Küçümseme aşı, başı, taşı,
Denenmiş dostunu, sırtında taşı,
Bazen ummadığın taş, yarar başı!"
At sağlam temeli bina, çökmesin başa!
Okşayınca parmaklarım saçını,
Karışlarsın mermer taşın alnını,
Yazarsın yakuta; ipeksi sözlerimi,
Süslersin gerdanlıkları ustaca! 13
Hangi kültürün çocuğudur bu taş?
Hangi bir uygarlığa olmuş sırdaş?
Kimin doğum gününün anıtına kaş?
Bu taşın gözünü oyan hangi usta?
İyilik meleğinin kırılmaz kanadı,
Getirmiş köprüye rüzgarıyla taşı,
Çeşmenin alnına kazınmış sırları,
Geçir geliş gidişimi hanın taşına!
Parmaklarım belinde ilmiktir hep,
Tuttukça belini, güzellikler serp!
Seninle öğretildik öğretmenlerce hep,
Teşekkürler öğretmenlerime ve sana!
Haristani över, yazan güzel kalemi,
Kamış, ağaç ve plastiktir nesebi,
Kara toprak, insanın has madeni,
Yoksa elim, yok kalemin değeri,
Yoksan kalem, anlamsızdır dünya!
Mehmet Şerif Cebe
Kayıt Tarihi : 24.2.2020 12:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!