Kalecik Şiiri - Avni Gümüş

Avni Gümüş
37

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Kalecik

Kalesine çıktım bir akşam üstü;
Selamım sundum surlarına, sustu.
Gönlü kırıktı, anladım ki küstü,
Ahde vefayı bilir misin, dedi.

Öyle bir estiki İdris Dağından;
Parçalar koptu, yüreğim bağından.
Sitem dolu, dökülen dudağından;
Ansam derdimi dinler misin, dedi.

Tarih hayrandı yaptığım kemere,
Develioğlu derler o esere,
Kızılırmak'a gem vurduğum yere,
Arada bir gün gelir misin, dedi.

Bedestenlerde, tacirlerim çoktu.
Tabakhane kurdu emsali yoktu
Ahalimin sırtı pek, karnı toktu.
Sen bir adım ileri misin, dedi.

Asmalarımdan üzümün karası,
Süslerdi saraylarda Han sofrası,
Benim için; bugün ya da sonrası,
Sen hayal kurabilir misin, dedi.

Buraya geldik; otağdan obadan,
Yurt edindik bu dağdan bu ovadan
Alışoğlundan Kazancı Baba'dan,
Gün gelip de el alır mısın, dedi.

Geçti zaman, gün geldi, döndü devran
Hanlarım, hamamlarım oldu viran.
Dirsek çürütüp, mürekkep yalayan,
Torunlarıma söyler misin, dedi.

Haline bakıp da memleketin dün,
İbret al şanlı tarihinden, düşün;
Sen ceddini hatırlayıp da bir gün,
Kim olduğunu bulur musun, dedi.

Küçük çayırdaki rahvan tayını,
Geçi Deresini, Gala Çayını,
Gözyaşım say; bak da akan suyunu,
Kuruduğunu görür müsün, dedi.

Sen benim kadim şehrimsin, sevdamsın. Kaleciksin, memleketim, sılamsın.
Dostun dosttan aldığı bir selamsın
Başımın üstüne; yarimsin, dedim.

Avni Gümüş
Kayıt Tarihi : 4.10.2019 20:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Avni Gümüş