Kendine gömülen sanat anlayışı,kendinden başka hiçbir gerçeği kabul etmez.Bireysel algılarını yaşamın kendisi sanan sanatçı tüm evrenin aynı algıda var olduğunu ya da aynı olayı aynı biçimde algılaması gerektiğini düşünür.Bunu yaşamda göremeyince daha da içine kapanır,bencilleşir,küser,zaten yabancı olduğu yaşamın iyice dışına çıkar.Tek haklı odur artık.O,anlaşılamayandır,ulaşılamayandır,değeri bilinmeyendir.Çağdaş sanatı bir tek o bilir.Geriye kalan kitleler onu izlemeli,ondan örnek almalıdır.Yüzüne çağını aşmış sanatçı zırhını giyer.İlericilik bile yeterince ilerici olmadığından hiçbir akım izlenmeye değmez.Varsa yoksa kendisidir.Bu yüzden,kendi sonunu hazırlarken çevresine de yoğun zarar verir.Sanatın soluğunu kesmeye çalışır,sağa sola saldırır.Yetersizlik,onu çağına,tüm çağlara ve kendine düşman bir canavara çevirir.Bu nedenle diyoruz ki,sanat ancak kendini var eden koşulları doğru anlayıp yorumladığında,çağını aşmanın çağına yabancılaşmak anlamına gelmediğini algıladığında gerçek sanat olacaktır.Bunu algılayan sanatçıların ürünleri yükseltecektir sanatı olması gereken yere.Bireyci yok oluşa karşı da şair yazacak,kale düşecek
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Sanırım bütün sanatçıların paylaşımsızlığından yakınılıyor.Yani birbirlerini hiç anlayamamaktan.O sanatçıların içi sevgi dolu olsaydı,mutlaka paylaşacaktı.Egosunu da aşmış olacaktı.Kale kendiliğinden düşebilirdi.Kutlarım Mukadder Hanım.Saygılar.
Sanatın doğru tavır ve doğru söylemlerle halkın yanında kalabileceğinden bunun dışındaysa burjuvaziye hizmet edeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.Saygılar Mukadder Hanım.
mükemmel bir yaklaşımdı.. son satırına kadar katılıyorum... bizi çevreleyen her şeyle,yani sokaklar, kaldırımlar,binalar, yeryüzü ve gökyüzü ve onun daha da üstü ve insanlar, başka şehirler, başka hayatlar ve duyup düşünemeyeceğimiz kadar uzaklarıyla yaşanan bu rengarenk evren, yalnızca bana olabilir mi...? bu mümkün değil... ummanda bir damlayız sadece.. ne ona yön verebilir, ne akışına engel olabiliriz................yüreğinize sağlık Mukadder hanım... saygılar sunuyorum..
Bir örnekle yorumlamak istedim;Stefan Zweig 'Satranç'da kendi kendiyle satranç oynatır kahramanına. Bireyin kendini geçebilmesi kaleyi düşürmesi için ilk adımdır belki. Aynı Zweig 'Amok Koşucusu'da bireyin yalnızlığını,balo salonuna benzetir ki,ürkersiniz. Bu eserlere imza atmış Zweig, karısıyla beraber intiharı seçer. Kale düşmüştür.
Yazıklarınıza katılmamak mümkün değil. Şairin sorumluluğu geçmişi, günü ve yarını darağacından söküp almalı. Duyarlılığınıza teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.
'Bireyci yok oluşa karşı da şair yazacak,kale düşecek'
Candan kutluyorum,saygılarımla Mukadder Hanım...
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta