Karanlık kalmaz,
bu şehir kıyamete kadar,
loş ışıklar yanıp söner,
vefasını cefasınıda çeker,
kaldırım taşları,
nice sevdalara,
olaylara şahittir,
onca insan çiğnemiştir,
geçmiş üstünden yinede,
dili olsaydı konuşurdu
vuran loş ışıklarla,
taş deyip geçme,
istikamet gösterir,
görevidir ,
Nice kuytu sokaklar,
yol olmuştur,
Kah yanlız kalmış,
yolcusunu beklemiş,
Kah bir demir çakılı rugan sesleriyle,
inletmiştir,
nice külhan beyleri,
yosmaların peşinde,
kıvrılan sokak taşlarında,
geceyi ihya etmeye çalışan,
yosmaları,kravatlı adamların,
koşuşturmaları,
Sabahın ilk ışıklarıyla,
yollara düşenler,
kimi işine gücüne gitmek,
kimi fırından sıcak ekmek,
taze simit bir çay,
ısıtıp yüreğini,
sabahın ilk ışılarında,
nasip peşine düşenler
bırakır kendini,
günün cafcaflı dükanların,
çığrtkaların elinde,
bir ekmek peşinde,
insanların,
hızlı adımlarla,
kaldırım taşlarını çiğneyerek koşması,
günün kurtarması akşamına,
yine kendini geceye hazırlamak,
masum veya hırlı hırsıza,
yada yolcuya yol olmak,
Sürüp gitmek yaşamın şartları kendince,
yerine getirmek,
ve hala yanıp sönüyorsa,
şehrin loş ışıkları,
kaldırımları yol gösteriyor,
şehirler,
kaldırım taşları,
loş ışıklı lambaları,
yerinde duruyor,
bir tek yerinde durmayan,
adem oğlu.
Kayıt Tarihi : 22.4.2024 19:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!